Page 48 - Yürüyüş Dergisi 41. Sayısı...
P. 48
"hukuk ve biraz da si- mayan bir avukatlık pratiği sergili- 12 Eylül mahkemelerinde savun-
yaset bilgisi" satacak- yorlardı. Bunlar bu tür davaları "kazanç maları üstlenen avukatların duruşma
lardı ya da savunmasını kapısı" olarak görüyor, bu durumu da salonlarındaki tavırları da genelde
üstlendikleri müvekkil- "profesyonellik"le açıklamaya çalışı- olumlu olmadı. Siyasal dava savun-
leri gibi toplumsal ya- yorlardı. manlığının gerektirdiği cesaretten, ka-
şamın bir parçası ola- rarlılıktan uzak olan avukatlar, mah-
Meslektaşlarının çizdiği bu olumsuz
cak, o yaşamı ve dün- tabloyu şöyle açıklıyordu devrimci kemelerin ve siyasi polisin tehditleri
yayı değiştirme-dönüştürme mücade- karşısında müvekkillerini yalnız bı-
avukatlar: "Ne müvekkilleriyle ne de
lesine katılacaklardı. Artık burjuvazinin rakma pahasına susmayı yeğlediler.
dosyalarıyla ilgilendiler. Müvekkilleri
çıkarlarını her şeyin üstünde tutan Bunun tek sorumlusu elbette ki avu-
duruşmalara alınmazken, idam ceza-
“hukukun üstünlüğü/hukuk devleti” katlar değildi. Avukatları bu tavırlara
larının verildiği karar duruşmalarında
yalanını sahiplerine bırakıp ezilen iten, biraz da savunmasını üstlendikleri
dahi bulunmayan "demokrat" avukatlar
halkların çıkarlarına bağlanarak taraf davalarda, tutsakların mahkemelerdeki
vardı. Birkaç istisna dışında avukatlar
olmanın zamanı gelmişti. tutarsızlıklarının, faşist disiplini tanı-
davaları siyasal içeriğine uygun olarak
Ve öyle de yaptılar. 1989'da Halkın malarının, dava savunmalarını "uyum
savunmak yerine, ceza yasalarının dar
Hukuk Bürosu'nu kuran bu genç ve savunması" şeklinde yapmalarının da
çerçevesi içinde kalmayla yetindiler.
deneyimsiz avukatlar, saflarını seçtiler, bu olguya büyük etkisi oldu. Avukatları
Hukuki anlamda dahi tam bir sınav
ezilen halkların yanında taraf oldular. verebildiklerini söylemek zor. Çoğu da tutsakların bu olumsuz tutumundan
Ezilen halkların binlerce yıllık ekmek, fazlasıyla etkilendiler. Klasik avukat
avukat l2 Eylül mahkemelerinde mü-
adalet ve özgürlük mücadelesine; bu çizgisinden uzaklaşmadılar." (Halkın
vekkillerinin "suçlu" olduğuna önce
mücadelenin üzerinde gerçekleştiği Hukuk Bürosu, Devrimci Mücadelede
kendilerini inandırdılar. Onlar, faşizme,
cephelerden biri olan hukuk cephesinde emperyalizme karşı mücadele etmenin Avukatlar, Tarihçemiz, Amacımız, Mü-
en ön safta yer alarak katıldılar. cadele Anlayışımız/ Hukukun, Hukuk-
meşruluğunu kendi kafalarında çö-
Bu tarihsel yol ayrımında ezilen çunun ve Demokrasinin Gelişimine
zümleyemedikleri için "suç" ve "suçlu"
halkların yanında taraf olduğunu söy- kavramını burjuva hukukun anlamı İlişkin Mücadele Çizgisi ve Yöntemleri
leyen ancak pratikleri buna denk düş- Konusunda Önermelerimiz, 1997)
Sayı: 41 dışında değerlendiremediler. Bu kav-
meyen avukatlar da vardı. Ezen ve
ramlara yeni bir bakış getiremediler. Halkın Hukuk Bürosu; işte burada
Yürüyüş
ezilenler arasındaki tarihsel kavganın
Müvekkillerinin suç işlemiş olduklarını tarif edilen klasik avukat çizgisinden
19 Kasım
bir yansıması olan siyasi davalara girip
2017 düşünüyorlardı. Yapılabilecek tek şey uzaklaşan, yepyeni bir avukatlık çizgisini,
çıkan, kendilerini devrimci-demokrat
bu suçlarının cezai müeyyidelerini dü- örgütlü, militan bir avukatlığı kimlik
olarak tarif eden bu avukatlar üstlen-
şürmeye çalışmaktı. Ellerinden başka haline getiren genç avukatların kurduğu
dikleri davaların niteliğine uygun ol-
bir şey gelmezdi. bir büroydu. Yani artık "devrimci avu-
DEVRİMCİ SOL ANA “O sözler ki, kalbimizin üstünde
DAVASI’NDA
dolu bir tabanca gibi
HALKIN AVUKATLARININ
ölüp ölesiye taşırız.
SON SAVUNMASINDAN:
"Son sözümüze gelince: O sözler ki, bir kez çıkmıştır ağzımızdan
Son sözümüz yok. Olmayacak.
Uğruna asılırız.”
Biz savunma olarak da, siyasal
davalar sürdükçe hep olacağız. diyerek tarihe yazanlardır.
Ve hep söyleyeceğimiz bir şeyler olacak. Saatlerinize bakın Sayın Yargıçlar; Saatleriniz 12
Ama son sözlerimiz olmayacak. Eylül 04.00’te durmuş.
Çünkü; son sözler haklı-haksız, ezen-ezilen mü-
Zaman; gürül gürül akan bir ırmak gibi, iyiden,
cadelesi sürdükçe hep inançlarını,
siyasi düşüncelerini savunanlar, toplumsal kavgada güzelden yana; ulaşılması kaçınılmaz olana doğru
düşenler tarafından söylenecektir. akıyor.
Çünkü son sözler onların hakkıdır.
Ve sizler ırmağı zincire vurmak istiyorsunuz!
Onlar ki, son sözlerini;
Başarabilecek misiniz?
İdam sehpalarında, meydanlarda, dağlarda, işkence
tezgahlarında, mahkemelerde haykıranlardır. O halde
Onlar ki, son sözlerini şairin dediği gibi;
...Verin kararınızı!"
4 48
YENİ BİR DÜNYA İÇİN YOLA ÇIKTIK