Page 23 - Yürüyüş Dergisi 16. Sayısı
P. 23

S SORUNLAR / ÇÖZÜMLER

        SORUNLAR / ÇÖZÜMLER                                 çok kin hanemizi dolduracağız, en çok orayı besleyeceğiz.
                                                            Kin ve sevgi, ikisinin gücü ne olursa olsun yıkılmayan
                                                            kalelerimiz olacaklar. Zor koşullarda yoldaşlarımıza halkımıza
        Sorun: Duygusallık                                  olan sevginiz., düşmanıma olan kinimiz ayakta tutacak bizi.
        Çözüm: Duygularımız, Devrime Hizmet Etmelidir         Eğer düşüncelerimize bağlı olarak duygularımızı da dev-
           “Şehitlerimizden etkilendim, kitap okuyamadım.”  rimcileştirmişsek, yani devrimci düşünceleri kişiliğimizin,
           “Şehitlerimizden dolayı duygusal bir ortam vardı, eğitim  duygularımızın da temeli haline getirmişsek, aklımız ve
        çalışmamızı iptal ettik.”                           duygularımız iki büyük gücümüz olur.
           “Eleştiri aldım, duygusallaştım, bu nedenle yapama-  Duygularımız, vazgeçmemenin, ısrarın, isteğin, coşkunun
        dım.”                                               temeli olacaktır.
           Günlük yaşamda, yapılmayan işlerin gerekçesi olarak kar-  Yaptığımız her işe devrimci düşüncelerimizi ve devrimci
        şımıza duyguların çıkarıldığı olur. Ben duygusalım denir.  duygularımızı katacağız.
           Burada duygular sınıflar mücadelesinin dışında bir  Şehitler veriyoruz. Bundan etkileneceğiz. Bu duygularımızı
        kavram olarak kullanılır. Adeta kişinin iç dünyasında var  kabartacak ve bu duygular bizi devrimin görevlerinden alı-
        olan, ama tanımlanamayan bir şey gibi algılanır.    koymayacak, tersine bu duygular bizi devrimin görevlerine
           Bu bakış açısı metafizik bir bakış açısıdır.
                                                            dört elle sarılmaya, düşmandan hesap sormaya yöneltecek.
           Sınıflar mücadelesinin ve yaşamın dışında tanımlanan  Bir işe hangi duygu ve düşünceyle başlarsak, bu duygu ve
        ve değişmez bir olgu gibi kabul edilen bu duygular da me-
                                                            düşünceler tüm işimize, ilişkilerimize ve çevremize yansır. Bir
        tafizik bakış açısının tipik bir sonucudur.
                                                            işe inanarak başlayanlar, bilimsel düşünce yöntemi ile devrimin
           Yanlıştır. Oysa, eğer şehitlerimiz varsa, neden duygularımız
                                                            zaferine inananlar, bu inancı yüzeysel teorik bir bilgi olmaktan
        bizi yapacağımız işleri ertelemeye yönlendiriyor da, şehitlerimizin
                                                            çıkararak, kişiliğinin parçası haline getirenler, yani duygularını
        hesabını sormaya, intikam almaya yönlendirmiyor.
                                                            da bu inancı ile şekillendirenler, zaferi kazanabilir. İnanmak
           Neden işlerimizi ertelemeye yönlendiriyor da, mücade-
                                                            için, çok güçlü bir deneyim, bilgi, sevgi, pratik teori birikim
        lemizin görevlerine daha fazla sarılmaya, daha büyük bir  var, tarih var. Zafer, bundan güç alarak pratiği örgütlemekle,
        iktidar hırsıyla, halkı örgütlemeye, devrimi büyütmeye yön-
                                                            planlı, programlı, ısrarlı olmakla gelecektir.
        lendirmiyor?
           O halde, sorunun adı  “duygusallık”  değil, sorunun adı  Duygularımız Bizi Değil,                  Sayı: 16
        duygularımızın devrimci değil, sıradan duygular olmasıdır. O  Biz Duygularımızı Yöneteceğiz           Yürüyüş
        halde çözüm de, duygularımızın devrimcileştirilmesi olmalı.                                           28 Mayıs
                                                              Kendini duygusal diye tanımlayan insanlarımız, aynı
           Eğer duygularımızı devrimcileştirirsek, duygularımız                                                 2017
                                                            zamanda akıllarıyla değil, yani düşünerek değil, o anlık
        bizim en büyük gücümüz olacak.
                                                            hisleriyle hareket ettiklerini söylemiş olurlar. Çünkü, duy-
           Nasıl devrimcileşecek duygularımız?
                                                            gularıyla kararlar alan insan, akılcı kararlar almayan veya
           Duygularımız düşüncelerimizden bağımsız değildir. Dü-
        şüncelerimiz ne kadar devrimci ise duygularımız da o kadar  alamayan, içinde bulunduğu psikolojinin veya çeşitli geliş-
                                                            melerin yarattığı etkiyle hareket edebilen insandır.
        devrimci olur. O halde, duygularımızın devrime hizmet et-
        memesi söz konusu ise, burada düşüncelerimizin de devrimci  Biz anlık hislerimizle hareket edemeyiz.
        olmadığı sonucunu çıkarmalıyız.                       Anlık hislerimizin devrimci olup olmamasına göre, pra-
           Düşüncelerimizin devrimci olmaması söz konusu ise bu  tiğimizi şekillendiremeyiz.
        yaşamımızın da devrimci olmadığı anlamına gelir. Düşünce  Devrimci, bilimsel düşünen insandır. Bilimsel düşünce
        yaşamdan bağımsız değildir, duygularımız düşüncelerimizden  yöntemini kullanarak, kararlarını tartarak, düşünerek alan in-
        bağımsız değildir.                                  sandır. Çünkü, devrimcinin kararları, sadece kendisini ilgi-
           O halde, duygularımızı devrimcileştirmek istiyorsak,  lendiren, sadece kendisini etkileyen kararlar değildir. Devrimci,
        yaşamımızı devrimcileştireceğiz.                    bir halkın çıkarlarını, bir halkın değerlerini, onurunu temsil
           Halkımızın yaşadıkları, bizzat kendi yaşadıklarımız, her  eden, bunların sorumluluğunu taşıyan insandır. O halde, aldığı
        şey düşünceyle beraber duygularımızın da devrimci bir  kararlar da bir halkı etkileyen kararlardır. Bu nedenle de ka-
        ideolojik zeminde oluşmasını sağlayacaktır. Bu duygular  rarlarını bilinçle, düşünerek almak durumundadır.
        içimizde güçlü bir kale oluşturursa en zor koşullarda bile  Sonuç olarak; aklımız ne kadar devrimciyse duygu-
        yıkılmaz oluruz. Fakat bizlere ve halkımıza yaşatılanlar,  anlık  larımız da o kadar devrimcidir.
        bir öfke, sevgi doğurursa o zaman güç değil güçsüzlük verir.  Duygularını değil, aklını kullan. Somutla, akılla, dev-
        Duygularımızı sınıfsal bilinçle yoğurup iç dünyamızı şekil-  rimci ilke ve ölçülerimizle hareket etmeliyiz. Çünkü
        lendirmeliyiz. O zaman yaşadıklarımız yerli yerine oturur. En  bunlar kesinlik taşır, çözüm üretir.

                                Dergimizin 16. sayısının yayınlandığı 28 Mayıs 2017 günü;
                              *KEC Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 81. günündeler
                                            *KEC Malatya direnişi 121. gününde
                             *KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 69.. gününde
                                        *KEC Düzce Alev Şahin direnişinin 97. gününde
                            *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal Amca'nın direnişi zaferle sonuçlandı.


                            ÇÜNKÜ; HAKLI VE MEŞRU OLAN BİZİZ!                                                  23
   18   19   20   21   22   23   24   25   26   27   28