Page 57 - Yürüyüş Dergisi 16. Sayısı
P. 57
kovdu beni. Peşimden Murat çıktı. “Ana ben senin fırını rağmen yapıyordu. Gece sabahlara kadar yatmıyor, çalışı-
tamir ederim. Sen beni eve götür” dedi, bir solukta onarıverdi yordu. O içimizde halkla en çabuk ilişki kuranlarımızdandı.
fırını. Para almadı. “Ana ben burada oturuyorum, börek is- Kendisini devrimciliği ile birlikte halka kabul ettirip sev-
terim” diye boynuma sarıldı. “Ben tamirciyim ana ablalara dirmesini başarmıştı. "Devrimci dediğin bizim Murat gibi
söyle. TV, teypleri bozulursa beni bulsunlar. Şurada oturu-
olacak diyordu mahalle halkı onu anlatırken.
yorum.” dedi. Kaldığı mahallede analar işte böyle anlatı-
O, halka, halkın diliyle devrimciliğin nedenlerini, neden
yorlardı onu.
devrimci olmaları gerektiğini anlatıyor ve onları devrimcilere
O'nun yaratıcılığında sınır yoktu. Ben elektrikçiyim,
yardım etmeleri gerektiği konusunda ikna ediyordu. Murat
tamirciyim diye tek tek gezmişti mahalledeki evleri. Bir
halkın yaratıcılığını ortaya çıkarıp, devrimin yararına kul-
yandan halkın yardımına koşarken, bir yandan kendisine
ilişki yaratıyor ve olanakları bulup çıkarıyordu. Mahalledeki lanmayı başarıyordu. Boyunlarına sarılıyordu onların ana
bütün eski radyo, teyp, TV'leri toplamıştı. Bunlar üzerinde diye. Mahalle de ne sorun yaşanıyorsa halkımız, hele de
çalışarak elektronik üzerine deneyimlerini geliştirmeye ça- analarımız hemen Murat'ı buluyordu. Murat darda kalan
lışıyordu. Tüm bunları gündüzleri başka bir işte çalışmasına analarımızın hızırıydı.
Sıla İçin...
selama duruyor sana
sokak lambaları göz kırpıyor
kaldırımlar dile geliyor
ağaçlar konuşuyor
adını yazıyor duvarlar
kızıla kesiyor İstanbul
duyuyor musun?
görüyor musun?
küçülmüşler karşında.
ezilmişler, bitmişler onsekizinde
genç bir kadının
eli tetiğe her gittiğinde,
her çıkan kurşunda
yüreklerine bir çengel saplanmış,
söküp almışsın beş para etmez
yüreklerini
almış yere sermişsin.
daha selama durmasın da,
neylesin İSTANBUL !
söyle neylesin
hoşçakal demiyoruz sana,
demeyeceğiz
sen selam söyle, selam getir
Şafak’tan, Bahtiyar’dan
Hünka’dan, Leyla’dan
Bern’dan, Çiğdem’den
yüreğimize ve bilincimize
hoşgeldin diyoruz,
hoşgeldin güzel yoldaş...