Page 56 - 129.SAYI TASLAK
P. 56

sayı:129  / NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2019        sayı:129  / NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2019

       GENÇ MADENCİ  FATMA ARPA  GENÇ MADENCİ SOMA EMEKÇİLERİ İLE OMUZ OMUZA                                             cemre taç                          BİR KUĞU: TÜRKÂN SAYLAN                                       GENÇ MADENCİ




                                                                                                                         genç madencİ
          genç madencİ
                                                                                                                         Bir kadındır Türkân Saylan, bir anne, şiddeti de  beklememek  gerek...”  diyerek,  eğitimde  eşitliği
                                                                                                                         görmüş bir eski eştir ve şiddetin her türlüsüne  sağlamayı kendine görev edinmiştir.  “Bu ülke-
                                                                                                                         karşıdır. Bir de yıllar boyu kanserine kafa tutmuş,  de üniversite bitirip meslek sahibi olan her ka-
                                                                                                                         kanserle yaşamayı öğrenmiş bir umut yolcusu-     dının  Cumhuriyet’e  borcu  var.” derdi. İnandığı
                                                                                                                         dur. Hastalığı süresince on binlerle ifade edilen  ve yapmak istediği bir konudan asla vazgeçmez,
                                                                                                                         kız öğrencinin, deyimi yerindeyse kardelenlerin,  sonuçlanana kadar da uğraşırdı. Haksızlık ve ar-
                                                                                                                         görünmeyen öğretmeni olmuş; iki kemoterapi  sızlığa karşı dilini sakınmaz, sözünü esirgemez,
                                                                                                                         arasında okullar açmış, yurtlar kurmuştur. Evle  isyanını haykırır ama kavga etmezdi. Cesurdu,
                                                                                                                         okul arasındaki eşikte kalakalmış kız çocukları-  kimseden çekinmezdi. Cumhurbaşkanı’na, Baş-
                                                                                                                         nı güvenle kucaklayıp okul sıralarına taşımıştır.  bakan’a, milletvekillerine mektup yazar, telefon
          Bugün 13 Mayıs. Bugün 301 emekçinin katli-      altında can veren maden emekçilerinin babasız                  Binlerce çocuğun –sadece okuma yazması, mes-     eder, önerilerini söylerdi. Söylediği işlerin takip-
          amının 5.yıl dönümü. Soma faciası alınması      kalan çocuklarını unutmadık ve unutmayaca-                     lek edinmesi için değil– yeteneklerini geliştir- çisi olurdu, hesap sorardı.
          gereken önlemlerin alınmadığı, denetimlerin     ğız. Onlar yüz karasını değil kömür karasını                   mesi için de koşuşturuşunu sürdürmüştür hep.
          formalite icabı yapıldığı, işçi sağlığı ve güven-  seçtiler ekmek parası uğruna. Bir avuç kömür                Çocukların eğitimine verdiği değeri ve önemi,  Onca uzun koşunun, başarının, katkının ve ne
          liğinin maden tonajından daha az önem arz       için bir ömür verdiler yerin altında. Böylesi bü-              en iyi ifade ettiği şu sözlerle anlarız: “Eğer bir  yazık ki, baskı ve polis operasyonlarının da ar-
          ettiği, göz göre göre gerçekleşmiş bir katliamdır.  yük bir acı boğazlarımızı düğümlüyor. Bu facia             yerlerde bilime, demokrasiye, barışa, aydınlı-   dından, acı bir haber gelir bir gün: Prof. Dr.
                                                          bir şeylerin başlangıcı değildi, sonu da olmadı                ğa aç bir çocuk; senin ışığını                                    Türkân Saylan, 18 Mayıs
          Bu acı sadece Soma’nın değil, tüm Türkiye’nin   ve ihmaller devam etti. Kazanç hırsı taşeronla-                bekliyorsa sönmeye hakkın                                         2009’da yaşamını kaybetti.
          acısıdır. Acı, sadece düştüğü yeri değil bütün   şan sistemin acımasız çarkını kamçılamaktan                   yoktur, ışıyacaksın! Ölüme sa-                                    Tüm ülkeyi şaşkınlığa boğan,
          ülkeyi yakmıştır. Bizler Soma faciasında haya-  geri durmadı. Soma faciasının devamını başka                   niyeler kalsa bile!...”                                           halâ da çözülemeyen ve vic-
          tını kaybeden maden işçisi Kader Yıldırım’ın    Somalar takip etti.                                                                                                              danları yaralamaya devam
          annesi Elmas Yıldırım’ın feryatlarını unut-                                                                    1958’de, Türkân Saylan’ın  da                                     eden polis baskınlarının,  ne-
          madık. ”Çizmelerimi çıkarayım mı sedyeye        Bizler Genç Madenciler olarak bu insani ve adil                aralarında  bulunduğu  Tıbbiyeli  stajyerler,  baş-  redeyse her sabah insanların gözaltına alındığı
          kirlenmesin” diyen maden işçisi Murat Yalçın’ı   olmayan düzenin daima karşısında, yeni Soma-                  larında bir öğretim üyesiyle Bakırköy Akıl Has-  operasyonların hemen sonrasında; vicdanlı in-
          unutmadık. Bizler bu facia sonrası maden işçisi   lar yaşanmasın diyen Madenlerin kamulaştırıl-                tanesi’ne gittiklerinde gördükleri karşısında şaş- sanların haksızlık olarak nitelendirdiği ‘Arna-
          Erdal Karabıyık’a atılan tekmeyi de unutmadık.   masını ve taşeron sisteminin karşısında duran                 kına dönerler: Hastane son derece bakımsızdır,  vutköy Hoyratlığı’ üzerinden henüz bir ay bile
          Bizler sırf evlerine birkaç kuruş yerin 400 metre  madenci ailelerinde daima yanında olacağız.                 hastalar ise kendi hallerine terk edilmiştir, çoğu  geçmemişken, bu dünyadan göçüverdi T. Saylan.
                                                                                                                         çırılçıplaktır. Hastaneye neden tımarhane denil-  Ardında kardelenleri, dernek üyeleri, öğrencile-
          Yolun düşerse kıyıya bir gün                                                                                   diğini o zaman anlarlar. Sıra cüzzamlıların ko-  ri, hastaları, sevenleri ve Atatürkçü, cumhuriyet

          Ve maviliklerine enginin                                                                                       ğuşuna geldiğinde rehber uyarır: “Sakın dokun- yanlısı düşünceleriyle...
                                                                                                                         mayın, uzak durun!” der. Ama içinde Saylan’ın
          Seyre dalarsan                                                                                                 da bulunduğu bir grup öğrenci buna kulak as-     Lâik ve demokratik bir ülke idealiyle, özellikle
                                                                                                                         maz, durum fecidir. Zihinsel hiçbir sorunları ol- Türkiye’nin dört bir köşesindeki kız çocuklarının
          Dalgalara göğüs germiş olanları hatırla                                                                        madığı halde cüzzam hastaları da ya çıplaktır ya  eğitim görebilmesi için hayatı boyunca mücade-

          Selamla, yüreğin sevgi dolu                                                                                    da üstleri başları dökülmektedir. Türkân Saylan,  le veren Türkân Saylan; kanser tedavisi gördüğü
                                                                                                                         işte o zaman kararını verir: ihtisasını cilt hasta-  esnada, Ergenekon Tertibi ile Fethullahçılar ta-
          Çünkü onlar fırtınayla savaştılar eşit olmayan savaş-                                                          lıkları üzerine yapacak ve işe cüzzam hastalarıyla  rafından gözaltına alınmıştı. Türkiye’deki çağ-
          ta.                                                                                                            başlayacaktır. Gözlerden uzak tutulan, birer gü- daşlaşmanın ve aydınlanmanın öncülerinden
                                                                                                                         nahkâr, bazen de suçlu, lanetli sayılan cüzzamlı-  T. Saylan’ın –emperyalizmin ülkemizi tarikat ve
          Ve dipsizliğinde enginin yitip gitmeden
                                                                                                                         ları kapatıldıkları hastanelerden, arka odalardan  cemaat  ağıyla  sardığı–  o  günlerde  verdiği  mü-
          Sana liman gösterdiler uzakta.                                                                                 çıkaran Saylan; cüzzamla mücadele konusunda  cadelesi ve lâik Türkiye Cumhuriyeti’ne yapılan
                                                                                                                         yürüttüğü çalışmalardan  dolayı  Gandhi  Ödü- saldırıya karşısında sergilediği onurlu duruşu
                                                                                                                         lü almış bir bilim kadınıdır. “Her şeyi devletten  önünde saygıyla eğiliyorum.
          Bizler bu eşit olmayan savaşta fırtınayla çarpışanlar, dalgalara   göğüs gerenler olacağız..

      56                                                                                                                                                                                                                  57
   51   52   53   54   55   56   57   58   59   60   61