Page 84 - ŞamataPlus Magazin Sayı 22
P. 84

Köşe Yazısı





           Muzaffer İzgüsüz





                               Yazın Öksüz



           Muzaffer İzgü için herkesin mutlaka söyleyeceği anılası hoş sözleri vardır.
           Ben yazarımızın yapıtıyla çok kitap okuduğumdan dolayı okulumuzun kütüpha-
           nesinde ilkokul sıralarında tanıştım. O zamanlar okullarımızın ciddi anlamda içeri
           dolu büyük bir oda olarak ayrılan kütüphaneleri olurdu. Şimdi okulların kütüp-
           haneleri neredeyse kuş gibi kaldı ya da sevimsiz köşe, bodrum katı vs yerler oldu.
           Nedeni malum sınıflar yetmiyor. Herneyse… Muzaffer İzgü’den okuduğum bir mi-
           zah öykü kitabı beni çok etkiledi. Öncelikle onun kitapları ve yanı sıra Aziz Nesin’in
           kitaplarını arar oldum.Öğrencilik yıllarımdan edindiğim deneyimle nerede haylaz,
           kitaba dokunmayan öğrenci görsem bu iki yazarımızın bir kitabını armağan ettim.       Hatice Altunay - Yazar


                    nun yüzünü, sesini tanımadan   kütüphaneler haftasında ben de Atatürk   biliyordum. Bilen biliyordu. Kuyruk uzundu
                    önce yazdıklarının hayranı olan   ilköğretim okulu öğrencilerinin içinde olan   kimseye yüzünü kırıştırmadı, gülen yüzüyle
                    ben Yazın öğretmeni olmuştum.   kızımla imza kuyruğundaydım.İçtenliğini,   imza sürdü gitti.
          Oİlk görev yerim Zara Lisesine          insan sevgisi dolu yüreğini orada tanıdım.   Yıllar yılları kızılca kıyamet kovaladı. Mu-
           taşıdım onun yapıtlarını, orada çok sevildi.   Kızımın yanaklarından öptü. Kitabıyla ilgili   zaffer İzgü’nün bir daha Marmaris’e gelişi
           Görev yaptığım okulun ne yazık ki kütüpha-  açıklamalar yaptı, adına imzaladı, yan yana   olmadı. Ben yazarlık sevdam içinde ilk şiir
           nesi yoktu. Okulun öncelikleri çok olduğun-  fotoğraf makinesi olan arkadaşım fotoğra-  kitabımı, öykü kitaplarımı imzaladım ona.
           dan kütüphaneye ancak benim tayinimin   fını çekti. Kızım “Ben Muzaffer amcayı çok   İzmir Fuarına gidişimde izini yokladım.
           çıktığı yıllarda kavuşuldu. Ben öğrencileri-  sevdim” diye diye kitabını okumakla kalma-  Kucaklaştık. “Evren gitti mi?” sorusunu hiç
           min “ayaklı “kütüphanesiydim. Bilgi anla-  yıp bana anlattı, babasına anlattı. Muzaffer   ihmal etmedi. Akıbeti gerçekleşince de hiç
           mında demiyorum. Memleketim Egeden iki   İzgü’nün dokunuşuyla kızım mizahı sevdi.  sormadı.
           büyük valizle dönerdim okuluma. Birinde   Kütüphane müdürümüz Şenay Hanım o   Son yıllarda gidebildiğim her fuarda bul-
           yalnızca kitaplar olurdu. Tüm sınıflarım yarı-  kadar gayretliydi ki o zamanlar yazar takı-  dum onu. İki lafın belini kırdık. Fotoğraf
           yıl tatiline kadar bir bavul kitabı değiştirerek   mından korkulmazdı da… Muzaffer İzgü   karelerine gülümsedik. Eşini çok seven bir
           okurlar kitaplardan sorumlu öğrencim bana   birkaç kez geldi Marmaris’e Her sefer de   yazardı onun rahatsızlıklarından dem vurur-
           teslim ederdi. Özellikle Muzaffer İzgü’nün   “Kenan Evren burada mı?” sorusunu sordu.   du. Bir de duyduk ki eşi vefat etmiş. Yüreğim
           kitaplarını ihmal etmezdim. Döne dolaşa   Yüzkarası, utanılası sözcükleri boğazımız-  sıkıştı sanki yine de aradım onu başsağlığı
           okuduğum ki defalarca okuduğum “Zıkkı-  dan yutarak.                          için. En büyük aşkını kaybetmişti zor konu-
           mım Kökü” ilaç gibi gelirdi öğrencilerime.   Onunla Marmaris’te geçen son anımız da   şuyordu, içim ezildi, aramasam olmazdı. O
           Bana dokunan, öğrencilerime yeni ufuklar   İçmeler Sanat Sokağı açılışında epey yazar   benim inci tanem bir yazar. Onun sayesinde
           açan yazarımızla yüz yüze gelişim yıllarımı   davet edilmişti. Marmaris halkı hayran oldu-  başta kızım ve nice gençler yönlerini buldu.
           aldı.                                  ğu yazarların kitaplarını alıyor, imzalatıyor-  Onunla en son İzmir kitap fuarında ku-
           Eş durumu tayini ile Marmaris’e gelmiştim.   du.İlk kez Marmaris’te sanat adına sokakta   caklaştık. “İyi değilim çok kötüyüm. Eşimi
           Burada da ilkin “Zıkkımın Kökü”ile başladım.   bir etkinlik yapılıyordu.Etkinliği kotaran   özledim onun yanına gitmek istiyorum. Onu
           Bir Sivas Zara’da yarattığım etki olmadı.   Umur Özlüer ve değerli eşi Selma Sonat ve   çok özledim dedi elleri titriyordu benim de
           “Devletin Malı Deniz Yemeyen Domuz”    sanat ekibiydi.İlk kez insanlar böylesi bir   gözlerime yaşlar doldu. Ellerimi sıkıca tuttu
           daha çok beğenildi. Egenin gençleri kitaba   etkinliğe inanılmaz ilgi gösteriyordu.Kırk yıl   uzunca durdu. Yeniden vedalaştık.
           çok yabancı değildi. Sonra bu bölgenin   düşünsem aklımın ucundan geçmeyecek   “Sağlığınız düzelir, yine görüşürüz .” dedim
           çocuklarının yönlendirmeyi sevmediklerini   bir ana tanıklık ediyordum Muzaffer İzgü   inanmak isteyerek.
           fark ettim. Yalnızca Aziz Nesin ve Muzaffer   okur kuyruğunda. Ben de başarılı öğrencile-  “Bu yıl gideceğim yanına, hissediyorum .”
           İzgü’nün beğendiği kitabı okusun diyerek   rim adına kitap alacaktım. Kızımın okulunda   dedi.
           gençleri seçenekli bıraktım daha etkili   imza günü yapılmış o almıştı kitaplarını.   Sözün bittiği yerdeydi. Onu son görüşüm
           sonuçlar aldım. Mesleğimin on yılını çoktan   Bekleme sırasında korumalar araya girdi   böyleydi. Hasta olduğu ile ilgili haberler
           devirmiştim, fakat Muzaffer İzgü ile bir türlü   iki adım önümüzde Kenan Evren. Muzaffer   alıyorduk ki henüz ruhunu teslim etmeden
           tanışma olanağım olmamıştı. Mutlaka yüz   İzgü ‘nün karşısına dikildi.”Kitabınızı imzalar   “ölümü seçti” haberi ile kahrolduk. Nasıl bir
           yüze tanışacağım diyor asla umudumu    mısınız ?”cümlesinin öncesini duyamadım.   mantık ki sonsuza ruhunu teslim etmeden
           yitirmiyordum.                         Beynimin içinde bir şeyler döndü durdu. Ne   öldü haberi yapabiliyorsun. İnsanoğlu
           Marmaris’e geldiğim zaman ilçe kütüp-  yüzle ne astarla desem… Dondum, şaşkın   ölümü nasıl seçiyor ki intihar mı etti de
           hanesine düzgün bir yer bulunamamıştı.   şaşkın bakıyorum. Masasındaki kitapların-  seçti.Hangi kafanın ağırlığını taşıyor zavallı
           Merkezden uzak birçok amirliğin bir arada   dan kafasını kaldırdı renkli ışıltılı gözlerini iri   yaratıklar!…
           toplandığı eski bir binanın küçük bir odasıy-  iri açtı.                      Yazarımızın geride kalan yakınları, sevdikle-
           dı kütüphane, sağlık ocağı, ilçe milli eğitim   “Paşam ben size ne diyeyim.”  ri, dostları, arkadaşları üzülmesinler
           arasında sıkışıp kalmış bir yer. Kütüphane-  “Ne deyip imzalayayım kitabımı.”dedi öfke   Bir kişi ölür yüreklerde yaşar/Bir kişi ölür adı
           sinin olması güzeldi. Binadan tüm birimler   tonu olmayan tok bir sesle…      toz olur. Ardından bu kadar genç, çocuk, ye-
           taşındı. İlçe Kütüphanesi de Marmaris Be-  Yeniden gözlerini indirdi kitaplarına. İleti   tişkin, yazar, çizer dokunuyorsa ruhuna bilin
           lediyesinin yan tarafına taşındı. Kütüphane   alınmıştı. Korumlar eşliğinde aramızdan   ki o aramızda yaşıyor. Ruhu bizleri duysun.
           öncekinden kat kat güzel oldu. Kütüphane   çekilip gittiler.                  Toprağına huzur dolsun
           sorumlusu Şenay Hanım canla başla çalıştı.  Anın tanıklığında yasaklı ceza kestiği yüz
           Muzaffer İzgü imza gününe davet edildi   aydından biri de Muzaffer İzgü idi. Ben   Hatice ALTUNAY

        82   Kasım 2017
   79   80   81   82   83   84   85   86   87   88   89