Page 30 - Yürüyüş Dergisi 35. Sayısı...
P. 30

16 MİLYON YOKSUL;                                                 mamıştır.

              EN YOKSUL İŞÇİLERİ ÖRGÜTLEMELİYİZ                                   "1990'lı yıllar boyunca işçi sını-
                                                                                fına ve sendikalara karşı uygulanan
                 İşçi sınıfının mücadelesi 1980'ler-  fomizmi, uzlaşmacılığı savunmala-  örgütsüzleştirme saldırısı, işten at-
               de yaşanan faşist darbenin ardından  rındaydı.                   malarla devrimci işçilerin tasfiyesi,
               kesintiye uğramıştı.               Bu tarihsel sürecin ışığında bu-  ideolojik savrulmalar, 12 Eylül dö-
                 Grevler yasaklanmış, sendikalar  güne baktığımızda klasik işçi örgüt-  neminin yarattığından daha büyük
               kapatılmış, sendikal çalışma suç ha-  lenmesiyle, klasik sendikal yapıyla,  bir ideolojik ve örgütsel tahribat ya-
               line getirilmişti. Yüzlerce sendikacı  büyük tekellerin fabrikalarındaki ör-  ratmıştır. İşçilerin sendikalardan ko-
               1980 faşist cuntası karşısında doğru  gütlenmelerle, işçi sınıfının müca-  puşu ve sendikaların emperyalist
               tavır belirleyememiş, cuntaya karşı  delesini büyütmek, geliştirmek, artık  düzenle bütünleşmesi esas olarak
               direnmesi gereken sendikacılar, askeri  geride kalmıştır. Çok büyük bir işçi  bu dönemde pekişmiştir. "Sol" sen-
               faşist cuntanın teslim alma politika-  kesimi, artık klasik ekonomik, sosyal  dikaların bile burjuvazinin politika-
               larına boyun eğmişlerdir. İşçi sınıfı  haklara sahip olmaksızın, taşeron-  larına yedeklenmesiyle kale içten
               mücadelesi açısından yüz karası tab-  larda, en düşük ücretlerle çalışıyor.  fethedilmiştir."
               lolar yaşanmıştır. Yüzlerce sendikacı,  Bu durumda her ay açıklanan  Emperyalizmin "kaleyi içten fet-
               sıkıyönetim komutanlıkları önünde,  adeta otomatiğe bağlanan "bu ay 4  hetme" politikası yeni değildir, Türk-
               ellerinde valizleriyle teslim olma,  kişilik bir aile için açlık sınırı şu ka-  İş bunun ürünüdür. Ama Türk-İş'le
               cuntanın savcılarına ifade verme  dardır", "yoksulluk sınırı bu kadardır"  kesin bir sonuç alamamıştır emper-
      Sayı: 35  kuyruğuna girmişlerdir.        açıklamaları kanıksatılmıştır.   yalizm. Asıl başarısı, ilerici, sol, sen-
                                                                                dikacılık nezdinde bunu gerçekleş-
                 80'lerin ikinci yarısından itibaren  Her ay yapılan bu açıklamalar,
      Yürüyüş
               kısmen gelişmeye başlayan işçi sı-  işçilerin, emekçilerin her geçen yok-
      8 Ekim                                                                    tirebilmesidir." (Kurtuluş Yolu, Şubat
               nıfının mücadelesinde, '90 yıllarda  sullaştığını gösterirken, bu rakamları
      2017                                                                      2005)
               yeniden bir gerileyiş başlamıştır. Bu  açıklamayı bir meziyet sanan sendi-  Alıntıdan da anladığımız gibi,
               gerileyişe damgasını vuran, sendi-  kalar, bu rakamların ifade ettiği  sorun ideolojiktir. O günden bu yana
               kalara çöreklenen reformist, uzlaş-  vahim gerçeğe karşı, tek bir eylem  düzene tam boyun eğiştir.
               macı, icazetçi sendikacılık anlayışı-  yapmamışlardır.             Devrimcileri tasfiye eden, ideo-
               dır.                                                             lojik tercihini reformizden yana yapan
                                                  Her gün yoksullaşan ve bir lokma
                 Devrimci işçilerin sendikalardan  ekmeğe muhtaç hale getirilen işçilerin  sendika yönetimlerinin, işçi sınıfının
               tasfiye edilmesi ile bu süreç daha  haklarını savunmamışlardır.  mücadelesini getirdikleri yer bura-
               da hızlanmış ve hemen bütün grevler,  Geçen hafta birçok gazetede şu  sıdır: 16 milyon aç!.
               direnişler bu sendikal anlayış tara-                               Bundan, patronlar kadar onların
                                               başlık vardı:
               fından kırılmış veya satılmıştır.                                ekmeğine yağ süren sendika yöneti-
                                                  "Yoksul sayısı 16 milyonu aştı."  cileri de sorumludur.
                 İşçilere yönelik hak gaspları bu
               yıllarda daha yoğun bir şekilde ya-  Yani ülkemizde 16 milyon kişi,  Bu nedenle diyoruz ki; bu müca-
                                               karın tokluğuna çalışıyor, her gün
               şanmıştır. Özelleştirmeler, işten at-                            delenin geleceği sendikalarda değil,
                                               aç yatıp, aç kalkıyorlar.        işçi meclislerinde, işçi cephesinde-
               malar, taşeronlaştırma artarak sürmüş
               ve günümüze kadar devam etmiştir.  Bu rakamlar açıklandıktan sonra  dir.
               Denilebilir ki, patronlar sendikalara  TÜRK-İŞ'ten, MEMUR-SEN'den bir  Devrimci İşçi Hareketi de en
               karşı "tek kale" oynamışlardır. Gö-  tepki gösterilmediği gibi, ne  yoksul, haklarından en çok yoksun
               rünürde, patronların karşısında sen-  DİSK'ten, ne KESK'ten tek bir ses  bırakılmış işçiler içinde örgütlene-
               dikalar duruyordu, ama bu sendika-  çıkmamıştır.                 cektir.
               ların hiçbiri, işçi haklarının birer  Ses çıkmasını beklemek pek akıl  Bizim yerimiz kokuşmuş patron-
               birer gasp edilmesi karşışında ellerini  karı da değildir. Çünkü; onlar çoktan  ların uşakları haline gelmiş sendikalar
               kaldıracak, haksızlara karşı itiraz  tercihlerini düzenden, düzen sendi-  olamaz. Toplu sözleşmeleri, göster-
               edecek gücü kendilerinde bulamı-  kacılığından yana yaptılar. Onların  melik bir oyuna, pazarlığa dönüştüren
               yorlardı. Güçsüzlüğün nedeni ideo-  işçi ile, kamu emekçileri ile bir ala-  sendikalarla işçi sınıfı mücadelesi
               lojik olarak teslim olmalarıydı. Re-  kaları 90'lı yıllardan bu yana kal-  geliştirilemez.


       3 30
                     ZAVALLI FAŞİZMİ, DUYDUĞU KORKUDA BOĞMAK İÇİN
   25   26   27   28   29   30   31   32   33   34   35