Page 14 - Puşideler
P. 14

ATEŞBAZ-I VELİ HAZRETLERİ

                                                                                                                                                                          teşbâz-ı Velî ya da gerçek adıyla Yûsuf bin İzzeddin, (ö. 1285, Karaman)
                                                                                                                                                                       ÂMevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin aşçısı ve Mevleviliğin önemli isimlerinden.
                                                                                                                                                                      Ha¬yatı  hakkında  yeterli  bilgiye  rastlanamamıştır.  Doğum  yeri  ve  yılı  belli
                                                                                                                                                                      değildir. Ateşbaz Veli, Mevlana’nın çağdaşı olup, esas ismi Şemseddin Yusuf,
                                                                                                                                                                      babasının adı ise İzzeddin’dir. Ateşbaz Veli olarak ün yapmıştır. Ateşbaz Veli’nin
                                                                                                                                                                      Bahaeddin  Veled  ile  birlikte  Belh’ten  veya  Karaman’dan  geldiği,  dergahta
                                                                                                                                                                      yetiştiği  rivayet  edilir.  Ateşbaz,  ateşle  oynayan  demektir.  Onun  Mevlana  ve
                                                                                                                                                                      Mevleviler  arasında  önemli  bir  yeri  vardır.  Ateşbaz  makamı  bir  terbiye  ve
                                                                                                                                                                      eğitim makamıdır. Mevlevîlik’te mutfak “aşhane” olduğu gibi daha önemlisi,
                                                                                                                                                                      Mevlevîliğe  intisap  niyazında  bulunan  kişilerin  temel  eğitimlerinin  yapıldığı
                                                                                                                                                                      yerdir. Mevlânâ zamanında bu önemli görevi “Âteşbâz-ı Velî” Yûsuf b. İzzeddin
                                                                                                                                                                      yerine getiriyordu. Türbeye gelenler, içeride bulunan bir tabaktan tuz alır ve
                                                                                                                                                                      bu tuzun sofraya bereket taşıdığına inanılır. Adak adayanlar ise türbeye tuz
                                                                                                                                                                      getirir. Bu gelenek, bir görüşe göre Ateşbaz-ı Veli ile Mevlâna arasında geçen
                                                                                                                                                                      “tuzunu  alanlar  huzur  bulsun,  ziyaret  edenlerin  her  derdi  iyi  olsun.  Aşları
                                                                                                                                                                      artsın, eksilmesin, taşsın dökülmesin” şeklinde bir konuşmaya, bir diğerine
                                                                                                                                                                      göre ise Orta Asya Türk geleneğine dayandırılır.
                                                                                                                                                                       Ateşbaz Veli ile ilgili pek çok menkıbe anlatılır. Bunlardan birisi şöyledir: Bir
                                                                                                                                                                      gün yine yemek pişireceği sırada dergâhta hiç odun kalmadığını gör¬dü. Yemek
                                                                                                                                                                      vakti  de  yaklaşmış  olup,  odun  tedarik  etmek  çok  zaman  alacaktı.  Mahcup
                                                                                                                                                                      bir halde Mevlana Hazretleri’nin huzuruna vardı ve: “Efendim, mutfakta hiç
                                                                                                                                                                      odun kalmamış, ne yapayım?” dedi. Mevlana Hazretleri latife yollu: “Kazanın
                                                                                                                                                                      altına  ayaklarını  sokarak  kazanı  kaynat”  demesi  üzerine,  Yusuf  Efendi
                                                                                                                                                                      derhal  mutfağa  girdi  ve  söyleneni  aynen  yaptı.  Ayak  parmaklarından  çıkan
                                                                                                                                                                      ateşle  yemeği  pişirdi.  Ancak  Mevlana  Hazretleri  bunu  duyunca  kerame¬tin
                                                                                                                                                                      açıklanmasını uygun bulmayarak: “Hay ateşbaz hay” dedi. Böylece Yusuf b.
                                                                                                                                                                      İzzeddin Efendi bu olaydan sonra “Ateşle Oynayan” anlamına gelen “Ateşbaz”
                                                                                                                                                                      unvanı ile anılmaya başladı. Yüz yaşına yakın uzun bir ömür suren Yusuf Efendi
                                                                                                                                                                      Hazretleri, 684 (m.1285) yılında Konya’da vefat etti.
                                                                                                                                                                       13.  yüzyılda  bu  türbeyi  Mevlâna  yaptırmış  ve  dünyada  bir  aşçı  için
                                                                                                                                                                      hazırlanmış böyle bir anıt mezar yoktur.Bu türbe, Mevlevilik’te yemeğe büyük
                                                                                                                                                                      değer verildiğinin en önemli kanıtı olarak gösterilir.









                                                                                                                                                                                                       Turk Ignesinin Mucizesi Pusideler  15
   9   10   11   12   13   14   15   16   17   18   19