Page 11 - Puşideler
P. 11

CELÂLEDDİN KARATAY

                           elâleddin Karatay Anadolu Selçuklu Devleti’nin yetiştirdiği büyük devlet adamlarından
                        Cbiridir.  Karatay,  gulamhanedeki  eğitiminden  sonra  saraya  alınmış,  sırasıyla  emir-i
                      devât, emir-i taşthâne, hazinedâr-ı hâss, nâib-i sultan ve atabeg görevlerinde bulunmuştur. II.
                      Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında emir-i taşthane görevinin yanında Hazine-i Hassa’yı (sultanın
                      kişisel hazinesi) o yönetmiştir. Saraydaki görev süresi I. Alaeddin Keykubat’ın tahta çıkışından
                      ölümüne kadar olan süreye yayılmıştır. Devlet ricaline dahil olması ise II. İzzeddin Keykavus
                      dönemine  denk  gelir.  Daha  sonra  devletin  dört  direğinden  biri  olarak  saltanat  veraseti  ile
                      vezirler dahil diğer devlet ricalinin atamalarına karar vermekte önemli bir rol oynamıştır. İbn
                      Bîbî’ye göre Karatay, Keykubad’ın tahta çıkışından ölümüne kadar hazarda ve seferde bu büyük
                      sultanın hizmetinden ayrılmamıştır.İbn Bîbî, Vezir Sâhib Şemseddin’in kesin hâkimiyetinden
                      önceki devrede Karatay’ın fikrini almadan memleket işlerini görmediğini kaydeder. Tarihçilerin
                      bildirdiğine göre Celalettin Karatay; “Veli yaradılışlı, temiz karakterli, hayırları ve sadakaları
                      Müslüman  veya  gayrimüslim  herkese  ulaşmış  biriydi.”  İbn  Bîbî  Karatay’ın  ibadetle  meşgul
                      olduğunu,  her  türlü  maddî  zevkten  sakındığını,  müslüman  ve  zimmî  herkesin  onun  ihsan
                      ve  iyiliklerine  nâil  olduğunu  yazar.  Menâḳıbü’l-ʿârifîn’de  de  Karatay’ın  iyiliklerinden  ve
                      Mevlânâ’nın ona saygı duyduğundan söz edilir. Medresesi dışında yaptırdığı eserler üzerindeki
                      kitâbelerde  adını  zikretmemesi  tevazuunu  gösterir.  Celâleddin  Karatay,  Moğol  hükümdarı
                      Mengü  Han’ın  huzuruna  çıkmak  üzere  Moğolistan’a  hareket  eden  Keykâvus’u  yolcu  etmek
                      için gittiği Kayseri’de vefat etti.  Sivas’ta iken durumu öğrenen Keykâvus memleketin başsız
                      kaldığını görerek geri döndü. Kendi yerine ise küçük kardeşi Alâeddin Keykubad’ı bazı devlet
                      adamlarıyla birlikte gönderdi. Karatay’ın cenazesi Konya’ya getirilerek medresesinin yanındaki
                      (veya kervansarayındaki) türbede defnedildi.






                                                                                Turk Ignesinin Mucizesi Pusideler  11

 6  Turk Ignesinin Mucizesi Pusideler
   6   7   8   9   10   11   12   13   14   15   16