Page 33 - Puşideler
P. 33

TASAVVUFÎ ŞAHSİYETİ

 Âşık Paşa, kurucusu Baba İlyâs-ı Horasânî olan büyük ve nüfuzlu bir şeyh ailesinin XIV. yüzyılın
 ilk yarısındaki en önemli temsilcisidir. Onun, zamanında Anadolu’da Vefâiyye tarikatının başı
 Âşık Paşa, Kırşehir’deki Âhiler’in büyük saygıyla bağlandıkları bir mürşid olarak çevresindeki Oğuzlara dostluk
 sıfatıyla tanınmış bir mutasavvıf olduğu muhakkaktır. Mevlânâ ve Sultan Veled’e ve bunların
 ve kardeşlik ilkelerini aşılamış, onlara yalın Türkçe ile Yunus tarzı ilâhiler söylemiş, ancak Yunus kadar başarılı
 eserlerine büyük bir hayranlık duyduğu görülen Âşık Paşa’nın Mevlevîler’le de ilişkisi bulunduğu
 olamamıştır. Eserlerini Türkçe ile yazan Âşık Paşa, aruz ve hece ölçüsüyle söylediği dörtlük ve gazel biçimindeki
 rahatça söylenebilir. Kendisinin tasavvufî düşünceleri konusunda bir ölçüde en iyi belge, hiç
 ilâhilerinin yanı sıra, kimi hikâyeler de kaleme aldı. Kırşehir’de, 3 Kasım 1333 tarihinde öldü. Mezarı üzerine
 şüphesiz Garibnâme adındaki meşhur mesnevisidir. İlk anda bu esere bakarak Âşık Paşa’nın
 türbe yapılmıştır ve bu türbe ziyaretgâh hâline gelmiştir.
 tıpkı Mevlânâ gibi vahdet-i vücûd mektebine bağlı Sünnî bir mutasavvıf olduğu görüşüne sahip
 olunmaktadır. Kırşehir’de, 3 Kasım 1333 tarihinde öldü. Mezarı Âşık Paşa mahallesinde yüksek bir
 tepe üzerinde olup üzerine türbe yapılmıştır ve bu türbe ziyaretgâh hâline gelmiştir. Kırşehir’de
 bulunan türbesi, kendisinin vasiyeti üzerine şehrin kuzeydoğusunda bir tepede yapılmış olup bir
 de kitâbesi vardır.





















                                                                                Turk Ignesinin Mucizesi Pusideler  33
   28   29   30   31   32   33   34   35   36   37   38