Page 18 - Yürüyüş Dergisi 53. Sayısı...
P. 18
BİZDEN....BİZDEN....BİZDEN....BİZDEN....BİZDEN....BİZDEN....
BİZDEN....BİZDEN....BİZDEN....BİZDEN....BİZDEN....BİZDEN...
Bu düzen, insanca yaşayacak bir hal bırakmıyor kimsede. Kendi
Adil abi, onu tutukladılar, Berkin'in ce- iç bunalımlarına, gündelik sorunlara boğuyor. Bütün duygularını
nazesine katıldın diye... Düşün yani, 15 öldürmek, birer robota, yaşayan ölüye döndürmek istiyor. Ben
milyon nüfuslu İstanbul'da 3.5 milyon in- eğer devrimciliği tercih etmeseydim bugün nasıl olurdum sizce?
san, Berkin'in cenazesine katıldı. Yani Sabah 9'dan akşam 6'ya kadar zamanını işte, bilgisayar başında
şehrin nüfusunun yüzde 25'i. Ve bu yüzde geçiren, eve geldikten sonra odasına kapanıp bilgisayar oynayan,
25'in içinde diye tutuklanıyor insanlar... çoğu zaman tek kelime bile etmeyen, sadece şunu getir, bunu getir
Ama sonsuza kadar sürdüremezler bunu... diyen, birlikte yemek sofrasına bile oturmayan, çoğu zaman durduk
yere agresifleşen, sınırlı düzeyde konuşmalarında kendi zayıflığını,
ezilmişliğini sizi ezmeye çalışarak kapayan... ve en acı ve önemlisi,
İnsanların gerçekten kendisine değer vererek
bu durumu normal gören bir tip... Sadece sizlere yabancılaşmakla,
dinleyecek insanlara ihtiyacı var. Kimse kimseyi
sosyal bir yaşama yabancılaşmakla kalmayıp aynı zamanda bu
doğru dürüst dinlemiyor, değer vermiyor. Göz-
büyük soruna bile yabancılaşan, hastalıklı bir tip...
lerinin içine bile bakmıyor. Ne hissettiğini, ne
İşte düzen bu hale getirirken, devrimcilik bu "hastalıklı tip"i
anlatmak istediğini anlamaya çalışmıyor. En
alıyor, emekle, sevgiyle, değer vererek, insanca davranarak, değişeceğine
basit gündelik ilişkileri bile çıkara dayalı hale
inanarak, güvenerek onun hastalıklarını tedavi edip ondan bambaşka
getiriyor bu düzen. Ama bunun olmadığı bir
bir "yeni insan" yaratıyor. Nasıl oldu? Devrimcilikle. Yoldaşlığın
yer var.
gücüyle. İdeolojinin gücüyle.
AYNI KARINDAN DOĞMAYAN KARDEŞLERİN
Sayı: 53
HAYATA ATTIKLARI İMZALARDAN UFACIK KESİTLER
Yürüyüş
11 Şubat
Yüzlerce, binlerce çift göz olduğumuz, birbirimiz için birçok şey yapabileceğimiz yüzlerce, binlerce
2018
yoldaşım var. Grup Yorum'un son albümündeki "İlle Kavga" şarkısı şöyle başlıyor: "Aynı karından
doğmadık, ama bizden öte kardeş yoktur". İşte yoldaşlığı en güzel tanımlayan söz bu bence. Hepimiz
farklı yerlerden, farklı yaşantılardan, farklı yetişme koşullarından geliyoruz. Binbir farklı özelliğimiz
var. Ama işte bir şey birleştiriyor bizleri. Nedir o? Paylaştığımız gökyüzü. Özlemlerimiz, hayallerimiz.
Ne için yaşadığımız. Mücadelemiz. İnançla, tutkuyla yaptığımızda bunları, o kadar büyük anlam
kazanıyor ki hepsi, işte birbirleri için gözünü karartan, kahramanlaşan, onlarca, yüzlerce ferdi
oluyoruz büyük insanlık ailesinin. İşte o yüzden aynı karından doğmasak da bizden öte kardeş yok...
İşte o yüzden mesela sizden de yaşlı olanlar geçiyor kavganın en önüne... 72 yaşında bir baba,
Mehmet Güvel 7 ay; 68 yaşında bir ihtiyar delikanlı, Feridun Osmanağaoğlu 6 ay boyunca aç
kalabiliyor iki yoldaşı için, Nuriye ve Semih için...
Veya başka bir örnek... Devrimci memurlar, KESK binasını işgal ettiler yaklaşık 2 ay önce, Nuriye
ve Semih için. Çünkü KESK, kendi kurultaylarında, genel kurullarında Nuriye‐Semih için aldıkları
hiçbir kararı uygulamadı. Göstermelik, "dostlar alışverişte görsün" misali geçiştirmelik açıklamalar
yaptılar sadece. Her gün görüyorsundur, Alev ablalar Yüksel'e çıkıyor günde 2 kere. Her gün 2 kere
gözaltına alınıyorlar. Ama KESK, bir kez olsun direnişin bir yerinde olmadı, üyeleriyle birlikte karar al‐
malarına rağmen hayata geçirmediler. İşte KESK, aldığı kararları uygulasın, Nuriye‐Semih için bir
şeyler yapsın diye direniyor devrimci memurlar. Onlardan birisi de Selvi abla. Kendisi 65 yaşında
emekli bir öğretmen. KESK binasında günü geliyor tek başına sandalyelerde yatıyor, günü geliyor
Yüksel direnişine destek olup sokaklara çıkıyor, o yaşına rağmen gözaltına alınıyor. Veya yine Yüksel
direnişçilerinden Perihan teyze. 75 yaşında, ama her gün evlatlarının yanında olmak için dayak
yiyeceğini, gaz yiyeceğini bile bile çıkıyor Yüksel'e...
Yani haklı olduktan sonra, kazanacağına inandıktan sonra yaşın, hastalıkların hiçbir önemi kalmıyor.
İnanan, kararı ve tercihleri net olan bir insanı hiçbir güç yenemiyor...
18
EMPERYALİZMİN HEDEFİ, ISLAH EDİLMİŞ BİR SOL YARATMAKTIR