Page 208 - Devrimci Sol Mayıs 2018 26. Sayısı...
P. 208

devrimci sol
               ledim” diyor, ben öyle mutluyum ki  sormaya başlıyor:  "Nasılsın, bir ihti-
               konuşamıyorum. Tekrar sarılıyor     yacın var mı? Bizimkiler ne yapıyor?”
               Şafak abi uzunca, sımsıkı. Konuşacak   Ve Berna abla giriyor araya "Çiğ-
               çok şeyimiz var, diyor ve başlıyoruz  dem, Çiğdem ay dur özledim bir sa-
               yürümeye. Yolda bana gençliği soru-  rılayım". Berna ablam benim, o bana
               yor, neler yaptığımızı... Kimleri nasıl  kendine güvenmeyi öğretti, bana yere
               eğittiğimizi soruyor. “Gözüm hep    sağlam basmayı öğretti.
               sizin üzerinizdeydi” diyor. Anlatıyo-
               rum uzun uzun her şeyi. Kızıyorum      Bahtiyar abi gülümsüyor Cephe
               ona niye beni de yanında götürmedin  gülüşüyle. Sarılıyoruz sımsıkı, "hoş-
               diye, “Senin daha yapacak işlerin   geldin" diyor. Oğuz’u görüyorum
               vardı” diyor.                       "semtimizin kızı" diyor, gülümsüyor o
                                                   güzel gamzesini izliyorum, sonra
                  Öyle özlemişim ki onu, onun se-
               sini... Nerede yürüdük, hangi yollar-  Nasıl özlemişim hepsini. Bir rüya
               dan geçtik bilmiyorum. Bir kapıyı   olmasından korkuyorum...
               açıyor Şafak abi, yerlerde hep kiraz   Hep şehitlerimizi görürdüm rü-
               çiçekleri. Öyle güzel kokuyor ki her  yamda ve sabahları kalkmak istemez
               yer. Bak diyor ”Sen de en güzel oldu-  tekrar tekrar hayal ederdim gördük-
               ğun anda düştün toprağa kiraz çiçek-  lerimi. Şimdi de sanki hiç uyanmak
               leri gibi”.
                                                   istemediğim bir rüyadaymışım gibi.
                  Sonra gökyüzüne bakıyorum laci-     Hangisine sarılsam özlemle dolu
               vert ama apaydınlık. Yıldızlarla dolu  gözyaşlarımı durduramıyorum. Neler
               ve öyle yakın ki, sanki elimi uzatsam  paylaştık biz... Şafak abinin om-
               bir yıldızı oynatacağım yerinden. Yü-  zunda ağlardım ve o da dayana-
               rüdükçe yoğunlaşıyor kiraz çiçekleri-  mazdı gözleri dolardı.
               nin kokusu ve bir kapı açılıyor. Ben
               daha kim olduğunu göremeden sarı-      Berna ablanın "sen adaletli ola-
               lıyor bana. Saçlarındaki kına koku-  caksın", "Kendine güveneceksin" söz-
               sundan anlıyorum Hünkar abla.       leri kulaklarımda yankılanıyor.
               Gerillaya gitmeden kına yakmıştı saç-  Ya Leyla abla, nasıl kafa yorardı
               larına canım ablam. Sıkıyor yanakla-  mahalleler üzerine. Saatlerce mahalle
               rımı. “Sonunda erdin muradına,      gençliği üzerine konuştuğumuzu ha-
               18’ine basmadan aldın kleşi” diyor.  tırlıyorum. Çiğdem abla otobüste gi-
               Gülüyoruz.
                                                   derken bana Bahtiyar abinin sevdiği
                  Tekrar tekrar sarılıyorum doyamı-  türküleri dinletirdi. Bir kez sormuştu
               yorum ablama, kulağıma fısıldıyor;  Berna abla; "Son kez bir şey diyecek
               "Sakın ağlama, hiç mi değişmedi     olsan ne derdin" diye. Cevap vereme-
               senin şu huyun?" diye tatlı tatlı kızı-  miştim de nasıl pişman olmuştu sor-
               yor.                                duğu için. Heyecandan cevap
                                                   veremedim diye nasıl kızmıştım ken-
                   Bir bakıyorum ki lüle lüle saçla-
               rıyla Çiğdem abla hızlı hızlı geliyor.  dime.
               Hemen arkasında Berna abla ve Bah-     Ya Bahtiyar abi... Kar yağmıştı
               tiyar abi. Çiğdem abla hemen sarılı-  Gazi’ye de karların içine gömmüştü
               yor ve ardından hızlı hızlı sorular  beni.
                                               208
   203   204   205   206   207   208   209   210   211   212   213