Page 141 - Münip E-Book
P. 141

bırakanlar, çıldıranlar, köye kaçanlar, yazdıklarını suya   “Gitme turnam vuracaklar.”
             atanlar……
                                                          “Dağlar dağladı beni Gören ağladı beni”
             Yazıp  da  kelimelerin  yetersizliğinden  yakınanların  da   “Su gelir taşa değer  Kirpikler kaşa değer”….
             pek bir farkı yoktur yazmayı bırakanlardan.
                                                          Yakılan  kütüphaneler,  kendi  eserlerini  yakanlar,  suya
             “Ağlarım ağlatamam hissederim söyleyemem.    atanlar, hiç yazmayanlar, yazıp da bırakanlar hâsılı yazı
             Dili yok kalbimin ondan ne kadar bizarım”  diyen Meh-  mı kendini yazdırıyor kalem tutan müellife gibi bir soru
             met Akif’le                                  da akla getiriyor.
             “Anlatamıyorum” diyen Orhan Veli aynı dertten yakın-  İskender Pala  “Od” adlı  romanında  Yunus Emre’nin
             mışlardır. Hangi şair ya da yazar tam anlamıyla söze, söz-  şiirlerini Mola Kasım’a götürdüğünü söyler. Şiirlerdeki
             le mana arasındaki ilişkiye tam anlamıyla güvenmiştir?   anlam derinliğini, sembolü, metaforu önce anlamayan
             Yazın insanları sözün yetersizliğinden şikâyet etmişlerse   Molla Kasım, Yunus’un üç bin civarındaki şiirlerini in-
             de sonunda imkânlarının kısıtlı olduğundan yakındıkla-  celerken şiirleri ateşe ya da suya atmaya başlar. Daha
             rı söze sığınmışlardır.
                                                          sonra şu dizelere rastlayınca büyük bir pişmanlık ya-
             Okur açısından baktığımda en çok üzüldüğüm nokta en   şar:
             güzelini ararken hiç yazmayanlardır. Kim bilir yazsalar-
             dı, bir boşluk anları olsaydı bizi ne çok şaşırtacaklardı.   “Derviş Yunus bu sözü eğri büğrü söyleme
             Kağıdın dünyasını sahte bulanlarla beyazına kara leke!   Seni sigaya(sorgu) çeker bir Molla Kasım gelir”
             düşürmemek adına mükemmeli arayanlar, kaybolanlar,   Molla Kasım, kim bilir hangi hikmetlere işaret eden bu
             yakılanlar, yaktıranlar, suya atanlar… Belki de uçurum-  şiirleri yok etmenin vahametini ve azabını yüreğinde
             lara düşen zambak tohumları gibi başka metinlerde filiz-  hissederken  uyku ile uyanıklık arasında bir ses işitir. Bu
             lendiler ya da hiç kimsenin haberi olmadı küllerinden.
                                                          ses ona üzülmemesini söyler. Aynı ses ona, Allah’ın Yu-
             Ya şu şiirini, destanını türküsünü söyleyip geçenler. Asıl   nus’un şiirlerinin binini yeryüzündekilere, binini sudaki
             onlar işte ne kadar da şan ve şöhretten uzak durmuşlar-  balıklara, binini gökteki meleklere ayırdığını söyler. Bu
             dır; kağıdı kalemi deriyi taşı papirüsü istemeden. Okur-  ses Molla Kasım’ın vicdan azabını bir nebze hafifletir.
             la arasına hiçbir perde koymadan. Bir tek sesin şeffaf   Biz de yakılanlar, suya atılanlar, ya da hiç yazmayanlar
             perdesini çekmişler kulaklarımıza:           için böyle bir teselli bulalım.





































                                                                                            2021/1   139
   136   137   138   139   140   141   142   143   144