Page 11 - Bir Ölür Bin Doğarız - Kitap
P. 11
nin, kardeşliğinin, kurtuluş umudunun simgesi olarak, Demirci
Kawa’nın yaktığı isyan ateşini söndürmediler. Newroz’u hep
yaşattılar.
Efsaneye göre yüzyıllar öncesinin zalimi, Asur İmparator-
luğunun kralı Dehak’tır. Bu zalim karşısında ezilen ise Mezo-
potamya halklarıdır. Dehak, yüksekçe bir kayalığın zirvesinde,
halka tepeden bakan sarayında yaşar. Dehak zevk-ü sefa içinde
yaşarken bir gün amansız bir hastalığa yakalanır. Beynindeki
zehir bir ura dönüşür ve onu ölümcül bir hastalığın pençesine
düşürür. Dehak acılar içinde kıvranarak yataklara düşer ve has-
talığına çare bulanamaz. Doktorlar, Dehak’ın acılarının dinmesi
ve hastalığının iyileşmesi için yaraya gençlerin ve çocukların
beyinlerinin sürülmesini önerirler. Halk buna karşı çıkar. Bile
bile evlatlarının canına kıyıp beynini götürmek istemez. Ama
zalim Dehak, karşı çıkanları kaleye toplar ve işkencelerden ge-
çirerek öldürür. Halk yaratıcılığını kullanıp kendine bir çözüm
yolu bulur. Gençlerin yerine her gün oğlak veya kuzu beynini
temizleyip götürmeye başlar. Bu uzun süre böyle devam eder.
Halk biraz rahatlamıştır. Ama bir gün götürülen bir beynin
içinde kuzu kılı çıkınca, Dehak durumu anlar ve çok sinirlenir.
Askerlerine, gençleri kendilerinin öldürüp beyinlerini alıp ge-
tirmelerini emreder.
Böylece Mezopotamya’da yıllarca süren bir katliam baş-
lar; her gün zorla anne babalarından alınan gençlerin kafası ke-
silip beyinleri merhem olarak Dehak’ın yarasına sürülür.
Dehak’ın zalimliği böyle büyür. Halk çaresiz ve güçsüz düşm-
üştür. Herkeste öfke çığ gibi büyür. Henüz patlak vermemiştir,
ama öfke her geçen gün içten içe büyür.
Çocuğunun beynini verme sırası Kawa adındaki bir de-
mirci ustasına gelmiştir. Demirci Kawa daha önce 6 çocuğunu
Dehak için kurban vermiştir. Fakat zulmün de bir sınırı vardır.
11