Page 70 - Bir Ölür Bin Doğarız - Kitap
P. 70
Roma üçüncü kez büyük bir utançla yüzleşmek zorunda
kalmıştı…
Romalılar, Spartaküs’ün her an Roma’ya yürümeye hazır
olduğunu düşünüyorlardı. Ancak Spartaküs Roma’ya saldır-
mak yerine ordusunu kentin önünden geçirerek Thurium’a
geçti. Kenti serbest liman ilan ederek, orada daha insancıl bir
yaşamın temellerini attı. Kölelerin özgürlüğü ve insanların bir-
birine eşitliği ilan edildi. İsyan ile birlikte yeni bir yaşam biçimi
ortaya çıkıyordu. Düne kadar çalışıp emek harcadıkları, yap-
tıkları her işin karşılığı hakaret, cezalandırma, ölüm, zincire vu-
rulma, ölmeyecekleri kadar yiyecekti. Artık yaptıkları her iş,
harcadıkları her emek kendi yaşamlarının daha insanca olması
içindi. On binlerce köle bir arada yaşıyor, beraber çalışıyor,
ortak üretiyor, ortak tüketiyordu.
Aynı zamanlarda Roma, Crassus’un komutasındaki ordu
ile yeniden büyük bir savaşa hazırlanıyordu. Sonunda tarihe
kanlı savaş olarak geçecek olan büyük çarpışma başladı. Tari-
hin en görkemli isyanlarından biri böylece bastırılmış oldu,
ancak Roma İmparatorluğu da bir daha belini doğrultamadı ve
Kuzey Doğu Avrupa’dan gelen kabilelerin akınları karşısında
dağılıp gitti.
Kan gölüne dönen savaş meydanında Romalıların, Spar-
taküs’ün cesedinin hiç bulamadıkları söylenir. Esasında bunun
fazla da önemi yoktur, çünkü Spartaküs egemen sınıflara karşı
ayaklanan her isyanın göğüs kafesinde atmakta, kavgada ye-
niden doğmaktadır.
70