Page 15 - Yürüyüş dergisi 65. Sayısı...
P. 15
müyor ve bu sıfatları sık sık bıktırırcasına kullanıyorlarsa kuyruğuna takılarak var olma çabası vermektedir.
da, bunun kendilerini aldatmak ve tatminden öte bir anlam
ifade etmediği artık iyice açığa çıkmıştır." DİRENMEYEN ÇÜRÜR, SAVAŞMAYAN ÖLÜR!
Denilebilir ki; 12 Eylül cuntası, solun uzlaşmacılığının Sol'un çürümesi 12 Eylül faşist cuntasına karşı diren-
teslimiyetinin ortaya çıkmasında turnusol kağıdı işlevi meyerek başlamış, günümüze kadar devam etmiş ve hala
görmüş, halkımızın deyimi ile şapka düşmüş kel görünmüştü. da derinleşerek devam etmektedir. Çünkü geçmişleri ile
“THKP-C’nin sağ yorumcusu Devrimci Yol bugünün yüzleşmiyorlar, geçmişlerinden ders almıyorlar.
ÖDP'si 12 Eylül öncesi; "12 Eylül öncesi halkın saflaştığını, Sonuç olarak;
ülkede bir 'iç savaş' yaşandığını söyleyen ve bu iç savaşa 1- Reformist-oportünist siyasetler cuntaya karşı militan
uygun olarak "halk iktidarının nüveleri" olacak şekilde bir tavır almamışlardır. Cuntanın politikalarına tabi olmuşlar
direniş komitelerini öneren faşizmin yanı başında "kurtarılmış ve 12 Eylül faşizmi karşısında yenilmişlerdir.
bölgeler" oluşturma anlayışıyla hareket eden Devrimci Yol,
2- Devrimci Sol'un diğer siyasetlerle arasındaki kopuş
12 Eylül açık faşizmi ile birlikte var olduğunu iddia ettiği
o yıllarda başlamış, bugüne kadar kesintisiz bir şekilde
"iç savaş"ın bir tarafı olarak çarpışmasız çekilmiş ve
devam etmiştir. Bunun nedeni tabi ki ideolojik netliğimiz,
arenada sadece saldıran faşizm kalmıştır. İç savaş, cephe,
emperyalizme ve faşizme karşı bedel ödeyen tavrımızdır.
Direniş Komiteleri ve kendiliğinden saflaşan halk bir çırpıda
3- Bugün emperyalizmin uzlaşma, tasfiye ve teslimiyet
yok oluvermiştir. Geriye dağda, şehirde faşizmle baş başa
politikalarına karşı direnişimizin altında yatan gerçek
kalan militanların teslim olmamak için sürdürdükleri direniş
hiçbir zaman politikasız kalmamamızdır. Her tarihsel dö-
ve zindanlara doldurulan binlerce insan kalmıştır, hepsi bu
nemeçte emperyalizmin saldırılarına karşı kendi politika-
kadar...” (Dava Dosyası, Cilt 1, Sayfa 431)
larımızla direnmemizdir.
Devrimci Yol'un 12 Eylül pratiğinin özü özeti bu kadardır.
Yani 12 Eylül cuntasını teşhir eden, cuntanın önünde set
84 ÖLÜM ORUCU; TARİHSEL VE SİYASAL
olan bir mücadele ve bir pratikleri olamamıştır. Yine silahlı
OLARAK MİSYONUNU YERİNE GETİRMİŞTİR!
mücadeleyi savunan halk savaşı ile devrim olacağını iddia
O NEDENLE SİYASİ BİR ZAFERDİR!
eden Partizan ise cuntanın ilk yıllarında savunma temelinde
12 Eylül cuntasının teslim alma politikalarına karşı
eylemler hayata geçirse de sonraki yıllarda geri çekilmişler
yapılan ölüm orucu eyleminin etkileri hapishanelerle Sayı: 65
ve cuntaya karşı bir varlık gösterememişlerdir.
sınırlı kalmadı. Yürüyüş
6 Mayıs
12 EYLÜL CUNTASINA TAVIR ALMAYARAK 12 Eylül cuntasından sonra ezilen halkların, gençlerin, 2018
BAŞLAYAN TESLİMİYET. TASFİYE VE UZLAŞMA emekçilerin üzerindeki yılgınlığı atmada tekrar mücadeleye
SÜRECİ ASIL OLARAK HAPİSHANELERDE katılmalarında önemli bir işlev görmüştür. Öyle ki ölüm
GÜÇLENEREK DEVAM ETMİŞTİR orucunu anlatan Direniş Ölüm Yaşam kitabı devrimci ol-
Emperyalizmin düşünceleri teslim alma politikaları ha- manın, devrimciliği tercih etmenin araçlarından biri ol-
pishanelerin dört duvarının arasında devam etmiş, cuntaya muştur.
karşı tavırsız kalan siyasi hareketler hapishanelerde uzlaşmacı "Direniş geleneği serpilip büyüdü. Halkımızın emek,
tavırlarını sürdürmüşlerdir. Direnmemişler, direnişleri kırmışlar, ekmek ve özgürlük davasında çeşitli biçimlerde ifadesini
direnen tutsaklarının omuzlarına daha fazla yük binmesine, buldu, buluyor... Bundan böyle de emekçi kitleleri giderek
daha fazla bedel ödenmesine neden olmuşlardır. Bu siyasi daha fazla saracak, yenilmez, baş eğmez bir ruh ve
hareketlerin gözleri öylesine dönmüştü ki, cuntanın tek tip inançla bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm mücadelesinde
elbise dayatması karşısında yapılmak istenen ölüm orucu halkın elindeki bir silah olmaya devam edecek.” (Direniş
direnişine TİKB tutsakları dışında hiçbiri katılmamıştı. Ölüm Yaşam, 1. cilt, sayfa 14)
Dahası, direnişin başarısız olması için ellerinden geleni yap- 84 ölüm orucunu anlatan kitabın önsözünde yazılan
mışlar, direniş bittikten, 4 şehit verildikten sonra da direnişle bu satırlar gerçek olmuş, Devrimci Sol'un mücadelesinin
ile ilgili ileri geri konuşmaktan, direnişi karalamaktan vaz- gelişmesinde, güçlenmesinde 84 ölüm orucu eyleminin
geçmemişlerdir. Rezilleşmeleri bunlarla da bitmemiş, cuntanın ciddi bir katkısı olmuştur.
tek tip elbisesini yani mavi kefenini giyerek yüzlerine kara
90’lı yıllara geldiğimizde; "Örgütlenen boykot, işgal,
bir leke sürmüşlerdir.
direniş ve çeşitli etkinliklerle devrimci gençliğin geleneksel
Sonuç olarak 12 Eylül cuntasına karşı direnmeyenler, mirası geleceğe taşındı, ona yeni direniş halkaları
mücadele etmeyenler 12 Eylül’ün hapishanelerinde de eklendi. 20 yıllık Dev-Genç geleneğinin sürdürücüsü
direnmemişlerdir. Mamak ve Diyarbakır’da yaşanan uz- olma misyonumuzu devam ettirdik ve bu misyona uygun
laşma, teslimiyet bu politikanın sonucudur. eylemler gerçekleştirdik. Gerek kitlesel, gerekse dar
Bu siyasi hareketlerin bir kısmı 12 Eylül sonrası var- kadro boyutundaki eylemlerimiz, Dev-Genç'lilik ruhunun
lıklarını sürdürememiş ve yok olmuşlardır. Bugün varlığını pekişmesini, genç kadrolarımızın bizim anlayışımız te-
sürdürenlerin ise bir kısmı düzene yedeklenerek yasal melinde yoğrulmasını ve militan yanlarının gelişmesini
parti olmuş, bir kısmı da Kürt milliyetçi hareketin sağladı.” (Dava dosyası, 2. cilt, sayfa 119)
1 15
HALKIN SUSTURULAMAYAN SESİDİR!