Page 117 - DDY YKS SINIF SORU BANKASI
P. 117
12. SINIF
1
KONU İSLAM VE BİLİM ÜNİTE
ANLATIM
1. DİN BİLİM - İLİŞKİSİ
İlk emri “Oku!” olan İslam dini, ilmi kutsal saymış ve ilim elde etmeyi de ibadet kabul etmiştir. İslam’ın ilme verdiği
değer nedeniyle Müslümanlar tarih boyunca ilme ve ilim adamına büyük önem vermişlerdir.
Din, vahyin yol göstermesiyle ilahî kaynaklı açıklama yapar ve bilgiler verir. Bilim ise akıl, gözlem ve deney meto-
dunu kullanarak varlıkların yaratılış kanunlarını araştırır. Ayrıca varlıklar ve olaylar arasındaki sebep-sonuç ilişkile-
rini sistematik bilgiler yoluyla ortaya koyar.
Bilim, insan ürünüdür. Bilim insanlarının çalışmalarıyla bilimdeki ilerleme ve gelişme süreklilik arzeder. Bununla
birlikte bilimsel yöntemlerle elde edilen bilgiler değişebilir. Bu nedenle bilimsel çalışmalarda son söz söylenemez.
Bilim, varlıkların yapısını ve işleyişini inceler. Somut bilgilere ulaşır. Din ise varlığın kaynağını ve amacını açıklaya-
rak bu bilgileri anlamlandırır. Örneğin bilim; yağmurun yapısı, oluşumu ve hareketlerini gözlem ve deney yoluyla
inceler ve insanlara açıklar.
İnsan, bilimsel yöntemlerle keşfettiği bilgiler doğrultusunda hayatı kolaylaştıran ürünler geliştirir. Örneğin insan,
bilimsel araştırmalar sonucunda suyun kaldırma kuvvetini keşfeder ve bu bilgiyle gemiler icat eder.
Din ise yaratılışın niteliği ile ilgili genel bilgiler vermekle birlikte insan aklının ve bilimin ulaşamayacağı alanları
da aydınlatır. Örneğin bilim yoluyla elde ettiğimiz bilgiler evrende bir düzenin olduğunu bize gösterir; ancak bu
düzeni kuran yüce Yaratıcının niteliklerini bize din öğretir. Ayrıca din insanın gözlemleyemediği alanla (metafizik)
ilgili bilgiler verir.
2. İSLAM MEDENİYETİNDE BİLİM VE DÜŞÜNCENİN GELİŞİMİ
Genel ve en yalın tanımıyla İslam düşüncesi, müslüman düşünürlerin ve filozofların ortaya koydukları düşüncele-
rin ortak adıdır.
İslam düşüncesi, başlangıçta öncelikle Kur’an ve Sünnet temel alınarak, zamanla yabancı düşüncelerden de
etkilenmek suretiyle müslüman bilginlerin ürettikleri aklî düşüncedir. Dar anlamıyla, İslâm düşüncesi, İslâm dün-
yasında üretilen felsefî düşünceyi ifade eder.
İslam Düşüncesinin Kapsamı: İslam düşüncesi geniş anlamıyla, felsefenin yanısıra, başta, kelâmî ve tasavvufî
düşünce olmak üzere, hukukî, ahlakî ve siyasî düşünceleri de içerir.
İslam düşüncesinin en temel kaynağı, Kur’an ve Sünnettir.
Medeniyetlerdeki bilimsel süreç dört aşamadan oluşur:
1. Belli bir dünya görüşünün oluşması,
2. Bu görüş ekseninde bilgi edinilmesi,
3. Edinilen bilgilerin düzenlenmesi ve nihayet,
4. Düzenlenen bilgilere bir ad verilmesi.
İlim, genel anlamda, kendine özgü hedefleri, temel önermeleri, araştırma alan ve yöntemleri olan ve bir disiplini
oluşturan düzenli bilgi şeklinde tanımlanır. İlk dönemlerde Müslümanlar tarafından başlangıçta parça parça ve
belli konularda düzensiz bir şekilde ortaya konulan bilgilerin veya ilmi faaliyetlerin, daha sonra kendine özgü he-
defler ve temel önermeler oluşturarak ve belli yöntemler kullanarak düzenli bilgiye veya bağımsız ilmi disiplinlere
dönüşmesiyle İslam bilimlerinin kurumsallaşmaya başladığı görülmektedir.
İslam bilim geleneğinin ilk asrında dinî, siyasî, soyut ve özel ihtisas okulları olmak üzere dört bilimsel eğilim vardır.
Bu açıdan muhaddisler ve fukaha dinî eğilimi temsil ederler.
Temel İslam Bilimleri olarak görülebilecek disiplinler, kelam, fıkıh ve fıkıh usulü, tefsir ve hadistir.
3. İSLAM MEDENİYETİNDE ÖNE ÇIKAN EĞİTİM KURUMLARI
Hz. Muhammed, bir öğretmendir. “Ben muallim (öğretmen) olarak gönderildim.” diyen Hz. Peygamber’in tebliği
bir eğitim-öğretim faaliyetidir. Bu sebeple İslam tarihinde eğitim-öğretim faaliyetleri Hz. Peygamber’le başlamıştır.
İlk dönemlerde eğitim-öğretim faaliyetleri çoğunlukla camilerde yapılmıştır. Camilerde dinî ve beşerî ilimler bir
arada okutulmuştur.
İslam’ın ilk dönemlerinde bir eğitim kurumu olarak “küttap” önemli bir yere sahiptir. İslam öncesinde de Arap
Yarımadası’nda bulunan “küttap”, ilköğretim düzeyinde olup yazı öğretilen yer anlamına gelmektedir.
İslam eğitim tarihinin en önemli eğitim kurumu olan medreselerin ilk örnekleri Karahanlılar ve Gaznelilerde gö-
rülür. Ancak Nizamiye Medreselerinin kuruluşu bu alanda bir dönüm noktasıdır. Selçuklu Hükümdarı Alparslan’ın
emriyle, veziri Nizamü’l-Mülk tarafından Bağdat’ta kurulan Nizamiye Medreseleri başka şehirlerde de açılarak yay-
117
YKS KONU ANLATIMLI SORU BANKASI