Page 759 - Yaratılış Atlası 4. Cilt
P. 759
Harun Yahya
Oysa bu iddia büyük bir sahtekarlık, büyük bir yalandır.
Aslında Darwin'in ortaya attığı çamurlu suda oluşan bu ilk hücre fantazisi,
Darwin döneminin son derece geri bilim ve teknolojisine uygun düşmektedir.
Darwin'in hücreyi yalnızca içi su dolu bir baloncuk zannettiği dikkate alındığın-
da, bu çocuk masalı da dönemin bilgi ve bilim anlayışından beklenen bir şeydir.
O dönemde insanlar, hücrenin neye benzediğini bilmediklerinden bu yalana çok
daha kolay kanmışlardır. Fakat genetik bilimi ile ortaya çıkan sonuçlar,
Darwinizm'in büyük bir aldatmaca olduğunu bir kez daha ispatlamıştır. şu anki bilgi ve veriler doğrul-
tusunda hücrenin sahip olduğu sayısız proteinden yalnızca tek bir tanesi bile evrim teorisini çürütmek-
tedir. Proteinler üstün komplekslikte yapılardır ve tesadüfen oluşmaları imkansızdır. Öyle ki laboratu-
varlarda bilinçli, kontrollü ortamlarda oluşturulması bile 21. yüzyıl teknolojisiyle mümkün olmamıştır.
Böyle bir yapının tesadüfen çamurlu bir suda oluştuğunu iddia etmek, bilim adına gülünç, hatta akla ay-
kırı bir iddiadır. Amerikalı bilim filozofu Stephen C. Meyer, tek bir proteinin tesadüfen oluşma ihtima-
linin imkansızlığını şu sözlerle ifade etmiştir:
Sadece 100 amino asit uzunluğunda kısa bir protein molekülünü oluşturmak için aşılması gereken olasılık
engellerini düşünün. Protein zincirinde diğer amino asitler ile birleşmeleri için amino asitlerin öncelikle pep-
tid bağı olarak bilinen kimyasal bağlar kurmaları gerekir. Fakat doğada amino asitler arasında diğer birçok
türde kimyasal bağ kurulabilir. Tüm bağlantıların peptid bağlarından oluştuğu 100 amino asitlik bir zincir
30
oluşturma olasılığı kabaca 10 'da bir ihtimaldir.
İkincisi, doğada her amino asidin kendisine ait aynada yansımasını andıran bir eşi vardır. Biri sol elli L-for-
munda, diğeri ise sağ elli D-formundadır. Bu birbirinin yansıması olan formlara "optik izomerler" denir.
İşlevsel proteinler sadece sol elli amino asitleri kabul eder, fakat sağ elli ve sol elli izomerler doğada
aşağı yukarı eşit sıklıkta bulunur. Bunun dikkate alınması, biyolojik olarak işlevsel bir pro-
tein elde etmenin olanaksızlığını daha da arttırır. 100 amino asitten oluşan hayali bir
peptid zincirinde tesadüfler sonucunda sadece sol elli amino asitleri kullanma
30
olasılığı (1/2) 100 ya da yine kabaca 10 'da bir ihtimaldir.
Darwinistlerin sahte ilahı tesadüfler hiçbir şeyi
yaratmaya güç yetiremezler, tek Yaratıcı alemlerin
Rabbi olan Allah'tır.
757