Page 158 - İslam'ın İnanç Esasları
P. 158
İslam’ın İnanç Esasları
Dolayısıyla İslam dini hiçbir alanda insanların üzerinde bir baskı
oluşturmadığı gibi, insanlara gerçek fikir ve vicdan özgürlüğünü ka-
zandırır. Kuran ahlakının gereği olan güzel ahlakı yaşayan insan,
hiçbir şekilde kısıtlanmaz. Aklen ve kalben inançları doğrultusunda
yaşadığı için her zaman huzurlu, rahat ve mutlu olur.
Din ahlakını yaşamayan insanlar ise, müminlerin özgürlüğüne
sahip olamazlar. Çünkü, topluma yerleşmiş birçok batıl kural ve
inanç vardır. Dinin değerleriyle yaşamayan toplumlar, kendi kendi-
lerine çok sayıda yanlış değer ve ölçü koyar, tabular oluşturur ve
Allah'ın verdiği özgürlükleri kendi elleriyle kısıtlarlar. İşte din ah-
lakından uzak olan insanlar, hem toplumun cahil kuralları, hem et-
raftaki insanların yaptırımları, hem de kendi kendilerine koydukları
gereksiz prensipler nedeniyle manevi hürriyetten yoksun kalırlar.
İnsanı etrafındaki toplumdan daha da büyük bir baskı altına alan
güç ise, nefsindeki bencil tutkulardır. Bu bencil tutkular insana sü-
rekli huzursuzluk verir. Daimi bir güvensizlik ve gelecek korkusu
aşılar. İnsan, nefsindeki bu negatif güç nedeniyle sonu gelmeyen bir
tutku ve hırs içinde boğuşur. Nefsi, ona sürekli daha fazla mal bi-
riktirmesini, daha fazla para kazanmasını, kendini insanlara beğen-
dirmek için daha fazla çabalamasını emreder. Oysa bu tutkuların
tatmin edilmesi mümkün değildir. Zengin olmak büyük bir tutku-
dur, ancak bu tatmin edildiğinde yeni tutkular gelecektir. Kısacası
dünyaya yönelik yaşanan tüm hırslar, kısır bir döngü içindedir. İşte
insan bu cahiliye sisteminden ancak Allah'a iman edip hayatını O'na
teslim etmekle kurtulur. Allah bu konuda Kuran'da şöyle buyur-
maktadır:
"... kim nefsinin 'cimri ve bencil tutkularından' korunmuşsa, işte
onlar, felah (kurtuluş) bulanlardır". (Haşr Suresi, 9)
156