Page 168 - İslam'ın İnanç Esasları
P. 168
İslam’ın İnanç Esasları
dedirler. Müminler ise, Yüce Rabbimiz Allah'ın isteği üzerine, ya-
ratılışlarına da uygun olarak birbirleriyle hep beraber olmalıdır. Ni-
tekim bu, Allah'ın Kuran'da emrettiği bir ibadettir. Allah
müminlere, yine müminlerle birlikte olmalarını ve gaflet içindeki
insanlara uymamalarını şöyle emretmektedir:
Sen de sabah akşam O'nun rızasını isteyerek Rablerine dua eden-
lerle birlikte sabret. Dünya hayatının (aldatıcı) süsünü isteyerek
gözlerini onlardan kaydırma. Kalbini Bizi zikretmekten gaflete
düşürdüğümüz, kendi 'istek ve tutkularına (hevasına)' uyan ve
işinde aşırılığa gidene itaat etme. (Kehf Suresi, 28)
Müminler dünya üzerinde sadece Allah'ın rızasını gözeten tek
insan grubudur. Allah'ın hoşnut olacağı güzel ahlakı yalnız onlar
yaşarlar. Bu ahlak da tek başına yaşanamaz; bunun günlük hayata
geçirilip uygulandığı bir ortam ve insanlar gerekir. Allah, hoşnut
olacağı tavır olarak bizden adaletli olmayı, şefkatli ve merhametli
davranmayı, fedakarlıkta bulunmayı, iyiliği tavsiye etmemizi ve
bunlar gibi onlarca güzel ahlak özelliğini göstermemizi ister. Bunlar
ise, beraber olup uygulanacak insanlar olmazsa, yaşanamaz. Bir
başka deyişle, şefkatli ve fedakar bir insan olabilmek için, insanın
etrafında bunu uygulayacağı birilerinin olması gerekir, hem de bu
güzel tavırlardan anlayacak ve buna layık olan birileri. Bunlar ancak
müminler olabilir.
Hiçbir samimi mümin, kendisi gibi olmayan, yani Allah'ın ölçü-
leriyle hareket etmeyen, Kuran ahlakını benimsememiş, dolayısıyla
etrafındakilerin de kendisi gibi gafil olmasını isteyen, hatta bunun
için çaba harcayan kimselerle dost olmak istemez, hayatını onlarla
birlikte geçirmez. Üstelik inançlarına saygı duymayan, müminleri
sadece Allah'a inanmaları ve din ahlakını yaşamalarından dolayı kı-
166