Page 85 - İslam'ın İnanç Esasları
P. 85
Adnan Oktar (Harun Yahya)
Allah'ın büyüklüğünü her düşündüğünde daha da fazla kavrayarak,
O'na karşı duyduğu saygı dolu korkuyu, gücü ne derece yetiyorsa,
o kadar artırmalıdır. Nitekim Allah bizlere Kuran'da şöyle buyur-
maktadır:
Ey iman edenler, Allah'tan nasıl korkup-sakınmak gerekiyorsa
öylece korkup-sakının ve siz, ancak Müslüman olmaktan başka
ölmeyin. (Al-i İmran Suresi, 102)
Öyleyse güç yetirebildiğiniz kadar Allah'tan korkup-sakının,
dinleyin ve itaat edin. Kendi nefsinize hayır olmak üzere infakta
bulunun. Kim nefsinin bencil-tutkularından korunursa; işte on-
lar, felah (kurtuluş) bulanlardır. (Teğabün Suresi, 16)
Allah korkusu arttıkça, müminin sevgi konusundaki duyarlılığı
da artar. Allah'ın yarattığı varlıklardaki güzellikleri daha iyi fark
eder. İnsanlara, doğaya, hayvanlara ve herşeydeki estetiğe Allah'ın
güzel vasıflarının bir yansıması olarak bakma kabiliyeti kazanır. Bu,
etrafındaki herşeyin kendisi için birer nimet olarak yaratıldığını
daha iyi görmesini sağlar. Dolayısıyla hem bu nimetlere karşı, hem
de bu nimetleri yaratan Allah'a karşı sevgisi aynı oranda artar.
Bu sırrı kavrayan insan, Allah sevgisini de kavramıştır. Herşey-
den çok Allah'ı sever ve sevdiği diğer varlıkların da Allah'ın birer
tecellisi olduğunu bilir. Onları da Allah rızasına uygun olarak sever;
Allah'a itaatli olan müminleri sever, Allah'a karşı düşman olanlara
ise kalben soğukluk duyar.
İnsanı mutlu eden, ona neşe ve huzur veren gerçek sevgi, bu an-
lattığımız Allah sevgisidir. Bunun dışında kalan ve Yüce Rabbimiz
Allah'tan başka varlıklara yöneltilen sevgiler, Kuran'daki ifadeyle
Allah'a şirk koşanların sevgisidir ki, insanlara her zaman için acı,
hüzün, melankoli ve huzursuzluk verir. Bir Kuran ayetinde müşrik-
83