Page 106 - Zamansızlık ve Kader Gerçeği
P. 106

104               ZAMANSIZLIK VE KADER GERÇEĞİ


              le ri yok tur. An cak in san lar ka der le rin de mey da na ge len olay lar dan bir
              ders al ma lı, bun lar la eği til me li, bu olay lar da ki hik met ve ha yır la rı gö re -
              rek, dai ma, ka der le ri ni ya ra tan son suz mer ha met li, şef kat li, ada let li, kul -
              la rı nı esir ge yen ve ko ru yan Rab bi miz'e yö nel me li dir ler.
                   Bu önem li ger çek ten ga fil ya şa yan in san lar, ha yat la rı bo yun ca hep
              en di şe ve kor ku için de olur lar. Ör ne ğin ço cuk la rı nın ge le ce ği için çok en -
              di şe le nir ler. Han gi okul da oku ya ca ğı, na sıl bir mes lek sa hi bi ola ca ğı, sağ -
              lı ğı nın na sıl ola ca ğı, na sıl bir ha yat sü re ce ği gi bi ko nu lar da te vek kül süz
              bir gay ret için de dir ler. Oy sa, her in sa nın, da ha tek bir hüc re ol du ğu ha -
              lin den ilk oku ma yaz ma öğ ren di ği ana, üni ver si te sı na vın da ver di ği ce -
              vap lar dan ha ya tı bo yun ca han gi şir ket te ne iş ya pa ca ğı na, han gi ka ğıt la -
              ra kaç kez im za ata ca ğı na, ne re de ve na sıl öle ce ği ne ka dar her anı Al lah
              Ka tın da bel li dir. Bu olay la rın tü mü, Al lah'ın hıf zın da sak lı ola rak dur -
              mak ta dır. Ör ne ğin şu an da, bu sa tır la rı oku yan la rın ce nin ha li, il ko kul da -
              ki ha li, üni ver si te de ki ha li, 35. yaş gü nü nü kut la dı ğı anı, işi ne baş la dı ğı
              ilk gü nü, öl dü ğün de me lek le ri gör dü ğü an, ya kın la rı ta ra fın dan def ne dil -
              di ği ve ahi ret te Al lah'a he sap ver di ği an lar, tek bir an ola rak Al lah'ın Ka -
              tın da bu lun mak ta dır.
                   O hal de, her anı Al lah'ın Ka tın da ya şan mış, gö rül müş ve ha len
              Al lah'ın ha fı za sın da ha zır bu lu nan bir ha yat için en di şe len mek, kor ku
              duy mak, üzül mek bü yük bir gaf let tir. Ne ka dar ça ba lar sa ça ba la sın, ne
              ka dar kay gı la nır sa kay gı lan sın bir in sa nın ken di si de, ço cu ğu da, eşi ve ya -
              kın la rı da ken di le ri için Al lah Ka tın da ha zır bu lu nan ha yat la rı nı ya şa ya cak -
              lar dır.
                   Öy le ise, akıl ve vic dan sa hi bi bir in sa nın bu ger çe ği kav ra ya rak,
              Al lah'a ve Al lah'ın ya rat tı ğı ka de re gö nül den tes lim ol ma sı ge re kir. As lın -
              da her in san za ten Al lah'a tes lim ol muş ve bo yun eğ miş ola rak ya ra tıl mış -
              tır. Çün kü, is te se de is te me se de Al lah'ın ken di si için ya rat tı ğı ka de re bo -
              yun eğe rek ya şar. Ka de ri in kar eden in san da ka de rin de "ka de ri in kar et -
              mek" ol du ğu için in kar cı dır.
                   Al lah'a gö nül den tes lim ola rak bo yun eğen ler ise, hem Al lah'ın hoş -
              nut lu ğu nu, rah me ti ni ve cen ne ti ni ka zan ma yı uma bi lir ler, hem de dün -
              ya da ve ahi ret te, gü ven ve mut lu luk için de bir hu zur lu ya şam sü rer ler.
              Çün kü, Al lah'a tes lim olan, Al lah'ın ya rat tı ğı ka de rin ken di si için en ha -
              yır lı sı ol du ğu nu bi len bir in sa nı üze cek, kor ku ta cak, en di şe len di re cek hiç -
   101   102   103   104   105   106   107   108   109   110   111