Page 93 - Gerçeği Düşündünüz Mü
P. 93
Harun Yahya (Adnan Oktar)
koloji nedeniyle büyük bir servet ya da bir yapıt bırakma
amacındadır. Elbette bir kişinin insanlara faydası olacak güzel
eserler bırakması iyi bir davranıştır, ancak burada eleştirilen
husus bunun bambaşka bir amaçla ve hırsla yapılıyor olması-
dır. Kuran'da din ahlakından uzak insanların sahip oldukları
bu çarpık mantık da şöyle anlatılmaktadır:
Ha ni on la ra kar deş le ri Hud: "Sa kın maz mı sı nız?" de miş -
ti. "Ger çek şu ki, ben si ze gön de ril miş gü ve ni lir bir el çi -
yim. Ar tık Al lah'tan kor kup-sa kı nın ve ba na ita at edin.
Bu na kar şı lık ben siz den bir üc ret is te mi yo rum; üc re tim
yal nız ca alem le rin Rab bi ne ait tir. Siz, her yük sek çe ye re
bir anıt in şa edip (ya rar sız bir şey le) oya la nıp eğ le ni yor
mu su nuz? Ölüm süz kı lın mak umu duy la sa nat ya pı la rı
mı edi ni yor su nuz?" (Şu ara Su re si, 124-129)
Ki o, mal yı ğıp bi rik ti ren ve onu say dık ça sa yan dır. Ger -
çek ten ma lı nın ken di si ni ebe di kı la ca ğı nı san mak ta dır.
(Hü me ze Su re si, 2-3)
Cahiliye toplumundaki ahiret inancı da son derece sap-
kındır. Cahiliye toplumundaki kişiler ahirete kesin bir bilgiy-
le inanmazlar. En inançlı gibi görünenleri dahi, "ya varsa" şek-
lindeki çirkin mantığın ötesine geçemezler. Üstelik, ahiret
hakkında bu gibi cahilce mantıklar yürütenler, kendilerinin
cennetlik olduğuna da adları gibi emindirler. Kehf Sure-
si'ndeki bir kıssada anlatılan kişi, "cahiliye" toplumunun genel
bakış açısını simgeler:
On la ra iki ada mın ör ne ği ni ver; on lar dan bi ri ne iki
üzüm ba ğı ver dik ve iki si ni hur ma lık lar la do nat tık, iki si -
nin ara sın da da ekin ler bi tir miş tik.
İki bağ da ye miş le ri ni ver miş, on dan hiç bir şe yi
91