Page 182 - Sakın Anlamazlıktan Gelmeyin
P. 182
Sakın Anlamazlıktan Gelmeyin
düşünürsünüz? Binlerce kişinin bir araya gelip yapamadığını şuursuz
atomlar nasıl yapsın?
Gözün gördüğünden daha ilkel bir görüntüyü oluşturan alet te-
sadüfen oluşamıyorsa, gözün ve gözün gördüğü görüntünün de tesa-
düfen oluşamayacağı çok açıktır. Aynı durum kulak için de geçerlidir.
Dış kulak, çevredeki sesleri kulak kepçesi vasıtasıyla toplayıp orta
kulağa iletir; orta kulak aldığı ses titreşimlerini güçlendirerek iç
kulağa aktarır; iç kulak da bu titreşimleri elektrik sinyallerine dönüş-
türerek beyne gönderir. Aynen görmede olduğu gibi duyma işlemi
de beyindeki duyma merkezinde gerçekleşir.
Gözdeki durum kulak için de geçerlidir, yani beyin, ışık gibi sese
de kapalıdır, ses geçirmez. Dolayısıyla dışarısı ne kadar gürültülü de
olsa beynin içi tamamen sessizdir. Buna rağmen en net sesler beyinde
algılanır. Ses geçirmeyen beyninizde bir orkestranın senfonilerini din-
Bir ci sim den ge len uya rı lar
elekt rik sin ya li ne dö nü şe rek
be yin de bir et ki oluş tu rur lar.
Gö rü yo rum der ken, as lın da
zih ni miz de ki elekt rik sin yal le ri -
nin et ki si ni sey re de riz. Beyin
ışığa kapalıdır. Yani beynin içi
kapkaranlıktır, ışık beynin bu-
lunduğu yere kadar giremez.
Görüntü merkezi denilen yer
kapkaranlık, ışığın asla ulaş-
madığı, belki de hiç karşılaş-
madığınız kadar karanlık bir
yerdir. Ancak siz bu zifiri
karanlıkta ışıklı, pırıl pırıl bir
dünyayı seyredersiniz.
180