Page 183 - Sakın Anlamazlıktan Gelmeyin
P. 183
Adnan Oktar (Harun Yahya)
lersiniz, kalabalık bir ortamın tüm gürültüsünü duyarsınız. Ama o
anda hassas bir cihazla beyninizin içindeki ses düzeyi ölçülse, burada
keskin bir sessizliğin hakim olduğu görülecektir. Net bir görüntü
elde edebilmek ümidiyle teknoloji nasıl kullanılıyorsa, ses için de
aynı çabalar onlarca yıldır sürdürülmektedir. Ses kayıt cihazları,
müzik setleri, birçok elektronik alet, sesi algılayan müzik sistemleri
bu çalışmalardan bazılarıdır. Ancak tüm teknolojiye, bu teknolojiyi
üretmek için çalışan binlerce mühendise ve uzmana rağmen kulağın
oluşturduğu netlik ve kalitede bir sese ulaşılamamıştır.
En büyük müzik sistemi şirketinin ürettiği en kaliteli müzik setini
düşünün. Sesi kaydettiğinde mutlaka sesin bir kısmı kaybolur veya
az da olsa mutlaka parazit oluşur veya müzik setini açtığınızda daha
müzik başlamadan bir cızırtı mutlaka duyarsınız. Ancak insan vücu-
dundaki teknolojinin ürünü olan sesler son derece net ve kusursuzdur.
Bir insan kulağı, hiçbir zaman müzik setinde olduğu gibi cızırtılı veya
parazitli algılamaz; ses ne ise tam ve net bir biçimde onu algılar. Bu
durum, insan yaratıldığı günden bu yana böyledir. Şimdiye kadar in-
sanoğlunun yaptığı hiçbir görüntü ve ses cihazı, göz ve kulak kadar
hassas ve başarılı birer algılayıcı olamamıştır. Ancak görme ve işitme
olayında, tüm bunların ötesinde, çok büyük bir gerçek daha vardır.
Beynin İçinde Gören ve Duyan Şuur
Kime Aittir?
Beynin içinde, ışıl ışıl renkli bir dünyayı seyreden, senfonileri,
kuşların cıvıltılarını dinleyen, gülü koklayan kimdir?
İnsanın gözlerinden, kulaklarından, burnundan gelen uyarılar,
elektrik sinyali olarak beyne gider. Biyoloji, fizyoloji veya biyokimya
kitaplarında bu görüntünün beyinde nasıl oluştuğuna dair birçok
detay okursunuz. Ancak, bu konu hakkındaki en önemli gerçeğe
hiçbir yerde rastlayamazsınız: Beyinde, bu elektrik sinyallerini görüntü,
181