Page 250 - İslam'ın Kışı ve Beklenen Baharı
P. 250
İSLAM'IN KIŞI VE BEKLENEN BAHARI
248
20. Yüz yıl da ki So nuç suz Ça ba lar
20. yüzyılda hayatın kökeni konusunu ele alan ilk evrimci, ünlü Rus biyo-
log Alexander Oparin oldu. Oparin, 1930'lu yıllarda ortaya attığı birtakım tez-
lerle, canlı hücresinin tesadüfen meydana gelebileceğini ispat etmeye çalıştı.
Ancak bu çalışmalar başarısızlıkla sonuçlanacak ve Oparin şu itirafı yapmak
zorunda kalacaktı: "Maalesef hücrenin kökeni, evrim teorisinin tümünü içine alan en
karanlık noktayı oluşturmaktadır." 72
Oparin'in yolunu izleyen evrimciler,
hayatın kökeni konusunu çözüme kavuştu-
racak deneyler yapmaya çalıştılar. Bu
deneylerin en ünlüsü, Amerikalı kimyacı
Stanley Miller tarafından 1953 yılında
düzenlendi. Miller, ilkel dünya atmosferin-
de olduğunu iddia ettiği gazları bir deney
düzeneğinde birleştirerek ve bu karışıma
enerji ekleyerek, proteinlerin yapısında kul-
lanılan birkaç organik molekül (aminoasit)
sentezledi.
O yıllarda evrim adına önemli bir Ale xan der Opa rin'in ha ya tın kö -
ke ni ne ev rim ci bir açık la ma ge -
aşama gibi tanıtılan bu deneyin geçerli tir mek için yü rüt tü ğü ça ba lar
bü yük bir fiyas koy la sonuç lan dı.
olmadığı ve deneyde kullanılan atmosferin
gerçek dünya koşullarından çok farklı oldu-
ğu, ilerleyen yıllarda ortaya çıkacaktı. 73
Uzun süren bir sessizlikten sonra Miller'in kendisi de kullandığı atmosfer
ortamının gerçekçi olmadığını itiraf etti. 74
Hayatın kökeni sorununu açıklamak için 20. yüzyıl boyunca yürütülen tüm
evrimci çabalar hep başarısızlıkla sonuçlandı. San Diego Scripps Enstitüsü'nden
ünlü jeokimyacı Jeffrey Bada, evrimci Earth dergisinde 1998 yılında yayınlanan
bir makalede bu gerçeği şöyle kabul eder:
Bugün, 20. yüzyılı geride bırakırken, hala, 20. yüzyıla girdiğimizde sahip olduğu-
muz en büyük çözülmemiş problemle karşı karşıyayız: Hayat yeryüzünde nasıl
başladı? 75