Page 61 - İslam'ın Kışı ve Beklenen Baharı
P. 61
Harun Yahya (Adnan Oktar)
59
isteyen Dağıstan halkına yardıma başladı. Bombardıman altında kalan köyler-
den sadece iki kişi kurtulmuştu. Bu köylerde çok büyük bir katliam yaşanmış ve
masum insanlar sebepsiz yere vahşice öldürülmüştü. Rusya-Çeçenistan savaşı
bu olayla yeniden alevlendi. Rus kuvvetleri 2 Ekim 1999 tarihinde girdikleri
Çeçenistan topraklarında önlerine çıkan herkesi, kadın, çocuk ya da yaşlı deme-
den acımasızca katletmeye ve sivil hedefleri bombalamaya başladılar. Kimyasal
bombaların, scud ve napalm füzelerinin kullanıldığı bombalamalar sırasında da,
özellikle hastaneleri, doğum evlerini, çarşıları, mülteci konvoylarını hedef ola-
rak seçtiler.
Sivil halka yönelik yaptığı saldırılardan biri de birçok Çeçen köyünün kul-
landığı Argun Nehri'ne zehir katmak oldu. Zehirli sudan içen kadın ve çocuk-
lardan büyük çoğunluğu ölürken, yüzlercesinde de kalıcı etkiler oluştu. İki yıl
içinde Çeçenistan, nüfusunun dörtte üçünü kaybetti. Bir kısmıysa sığındıkları
komşu ülkelerde çok zor koşullarda hayatlarını devam ettirmeye çalışıyorlardı.
Komünist dönemin zihniyetini aynen sürdüren bazı Rusların Çeçen halkına
yaptığı bu katliamın bir benzeri, Firavun'un yaptığı katliamdır. Firavun da kendi
döneminde savunmasız, zayıf bırakılmış kişileri hedef almış, onları vahşice kat-
letmiştir. Allah, Firavun'un zulmünü şu şekilde haber vermiştir:
Ha ni Mu sa kav mi ne şöy le de miş ti: "Al lah'ın üze ri niz de ki ni me ti ni ha tır la -
yın; ha ni O si zi Fi ra vun ai le sin den kur tar mış tı, on lar si zi en da ya nıl maz iş -
ken ce le re uğ ra tı yor, ka dın la rı nı zı sağ bı ra kıp er kek ço cuk la rı nı zı bo ğaz lı -
yor lar dı. Bun da si zin için Rab bi niz den bü yük bir sı nav var dır." "Rab bi niz
şöy le bu yur muş tu: "An dol sun, eğer şük re der se niz ger çek ten si ze art tı rı rım
ve an dol sun, eğer nan kör lük eder se niz, şüp he siz, be nim aza bım pek şid det -
li dir." (İb ra him Su re si, 6-7)
Ger çek şu ki, Fi ra vun yer yü zün de (Mı sır'da) bü yük len miş ve ora nın hal kı nı
bir ta kım fır ka la ra ayı rıp böl müş tü; on lar dan bir bö lü mü nü güç ten dü şü rü -
yor, er kek ço cuk la rı nı bo ğaz la yıp ka dın la rı nı di ri bı ra kı yor du. Çün kü o,
boz gun cu lar dan dı. (Ka sas Su re si, 4)
Çocukları katleden, hamile kadınların karınlarını deşen, yaşlıları tankların
altında ezen, doğum evlerini bombalayan ve daha pek çok vahşete imza atan
zihniyet, her türlü ahlaki duyarlılıktan, insani duygulardan, merhametten, şef-
katten, sevgiden, acıma duygusundan uzaktır. Bu kişilerin büyük bir bölümü
yaptıkları vahşetin nedenini dahi bilmemekte, ancak dinsizliğin getirdiği