Page 66 - İslam'ın Kışı ve Beklenen Baharı
P. 66

İSLAM'IN KIŞI VE BEKLENEN BAHARI
                                                           64


                     onları barındırıp kollayan hep Müslümanlar olmuştur. Samimi dindar bir

                     Musevi'nin, yukarıda anlattığımız şekliyle, Tevrat'a dayandırdığı Siyonist inan-
                     cı bu açıdan İslamiyet'le çelişmez. Zira, Kuran'da Allah İsrailoğulları'nı yaşadık-
                     ları bu topraklarda yerleşik kıldığını şöyle bildirmektedir:

                          Hani, Musa kavmine (şöyle) demişti: "Ey kavmim, Allah'ın üzerinizdeki
                          nimetini anın; içinizden peygamberler çıkardı, sizden yöneticiler kıldı ve
                          alemlerden hiç kimseye vermediğini size verdi. Ey kavmim, Allah'ın sizin
                          için yazdığı (girmenizi emrettiği) kutsal yere girin ve gerisin geri arkanıza
                          dönmeyin; yoksa kayba uğrayanlar olarak çevrilirsiniz." (Maide Suresi,
                          5:20-21)

                          Dolayısıyla Museviler bu topraklarda hür yaşama hakkına sahiptirler,
                     ancak bu hak söz konusu topraklarda asırlardır varlıklarını devam ettiren ve
                     bölgenin kutsallığına inanan Müslümanlar ve elbette Hıristiyanlar için de geçer-

                     lidir. Bu mübarek topraklar her dinden her toplumdan insanın birarada huzur
                     içinde yaşayabileceği kadar geniş, güzel ve bereketlidir. Birinin yaşam hakkı
                     diğerinin yaşam hakkını asla ortadan kaldırmaz.
                          Bizim eleştirdiğimiz ve tüm insanlar için büyük bir tehlike olduğunu ifade

                     ettiğimiz, "dinsiz, Allah'sız Siyonizm"dir. Allah'ın varlığını, birliğini savunma-
                     yan, materyalist, Darwinist anlayışı teşvik ederek dinsizlik propagandası yapan,
                     ateist Siyonistler, dindar Museviler için de dindar Hıristiyanlar için de çok
                     büyük bir tehlikedir. Ateist Siyonizm, günümüzde barışa, huzura, güzel ahlaka

                     karşı mücadele vermekte; sürekli fitne, kargaşa çıkarmakta, kan dökmektedir.
                     Müslümanlar ve dindar Museviler ve Hıristiyanlar, Allah'sız Siyonizm'e karşı
                     Allah inancının yayılması konusunda birlik olmalıdır.
                          Samimi olarak iman eden Museviler ve Müslümanların birbirleriyle olan

                     ilişkileri de, şefkat, saygı ve merhamet çerçevesinde olmalıdır. Zira bu, Kuran-ı
                     Kerim'de Allah'ın Müslümanlara bildirdiği ve Peygamber Efendimiz (sav)'in
                     hayatıyla bize gösterdiği ahlak ve tavırdır.



                          Fi lis tin Hal kı nın Sür gün Edil me si
                          1900'lerin başında Filistin'deki Musevi nüfusu %10'un altında idi. 1920'ler-
                     de 100.000 olan Musevi göçmen sayısı, resmi kayıtlara göre 1930'larda 232 bine

                     ulaştı. 1939'a gelindiğinde toplam 1,5 milyon olan Filistin nüfusunun 445 bini
                     Musevi idi. Bundan yirmi yıl önce %10'dan daha az olan nüfus oranı, 1939'da
   61   62   63   64   65   66   67   68   69   70   71