Page 67 - İslam'ın Kışı ve Beklenen Baharı
P. 67
Harun Yahya (Adnan Oktar)
65
%30'a ulaşmıştı. Nüfusla birlikte Musevi yerleşim alanları da büyük bir hızla
genişledi. 1939'da Musevilerin sahip oldukları toprak miktarı 1920'li yıllarla
kıyaslandığında iki katına çıktı. 1947 yılına gelindiğinde ise Filistin'de 630 bin
Musevi, 1 milyon 300.000 Filistinli vardı. BM tarafından Filistin'in taksim edildi-
ği 29 Kasım 1947'den İsrail Devleti'nin kurulduğu 15 Mayıs 1948'e kadar
İsrailliler Filistin topraklarının önemli bir bölümünü ele geçirdi. Bu arada belirt-
mek gerekir ki, Musevilerin kendilerine ait bir vatana sahip olmak istemeleri en
doğal haklarıdır. Bu vatanın, Musevilerin tarihsel yurdu olan Filistin toprakları
olmasında da bir yanlışlık yoktur. Ancak ateist Siyonistlerin, bu ülkede yaşa-
makta olan Müslüman Arapları sürgün veya yok etmek gibi saldırgan bir plana
inanmaları ve bunu uygulamaya koymaları büyük bir haksızlık ve zulümdür.
Bu topraklar Arapların ve Musevilerin birarada huzur içinde yaşayabilecekleri
kadar geniştir. Birinin varlık hakkı diğerinin yok edilmesine dayalı değildir. Biri
Yakupoğulları diğeri İsmailoğlları olan iki kavmin kardeşçe birarada yaşama-
ması için hiçbir sebep yoktur.
Ne var ki İsrail'in kurulması aşamasında ateist Siyonistler, Müslüman
Arapları yok etmeye yönelik acımasız bir politika izlemişler ve bu esnada Filistin
köylerine yapılan baskınlar ve katliamlar sonucunda 500 kadar kent, kasaba ve
köyde yaşayan 950 bin Filistinlinin sayısının 138 bine düşmesine sebep olmuş-
lardır. Bunların büyük bir bölümü öldürülmüş, bir bölümü de sürgün edilmişti.
Ateist Siyonist terör örgütleri Müslüman köylerine ve kasabalarına gece baskın-
ları düzenliyorlar ve Müslümanları kurşuna dizip, geçtikleri yerleri yakıp yıkı-
Doğu Ku düs'ün iş gal edil di ği
1967'den 1997'ye ka dar böl -
ge de nü fu sun gös ter di ği de -
ği şim. Ma vi renk Musevi
nü fu su, kır mı zı renk Arap
nüfusu tem sil ediyor.