Page 133 - Darwin'nin Türk Düşmanlığı
P. 133
Harun Yahya (Adnan Oktar) 131
zik sistemi şirketinin ürettiği en kaliteli müzik setini düşünün. Sesi
kaydettiğinde mutlaka sesin bir kısmı kaybolur veya az da olsa mutla-
ka parazit oluşur veya müzik setini açtığınızda daha müzik başlama-
dan bir cızırtı mutlaka duyarsınız. Ancak insan vücudundaki teknolo-
jinin ürünü olan sesler son derece net ve kusursuzdur. Bir insan kula-
ğı, hiçbir zaman müzik setinde olduğu gibi cızırtılı veya parazitli algı-
lamaz; ses ne ise tam ve net bir biçimde onu algılar. Bu durum, insan
yaratıldığı günden bu yana böyledir. Şimdiye kadar insanoğlunun
yaptığı hiçbir görüntü ve ses cihazı, göz ve kulak kadar hassas ve ba-
şarılı birer algılayıcı olamamıştır. Ancak görme ve işitme olayında,
tüm bunların ötesinde, çok büyük bir gerçek daha vardır.
Bey nin İçin de Gö ren ve Du yan
Şu ur Ki me Ait tir?
Beynin içinde, ışıl ışıl renkli bir dünyayı seyreden, senfonileri,
kuşların cıvıltılarını dinleyen, gülü koklayan kimdir?
İnsanın gözlerinden, kulaklarından, burnundan gelen uyarılar,
elektrik sinyali olarak beyne gider. Biyoloji, fizyoloji veya biyokimya ki-
taplarında bu görüntünün beyinde nasıl oluştuğuna dair birçok detay
okursunuz. Ancak, bu konu hakkındaki en önemli gerçeğe hiçbir yerde
rastlayamazsınız: Beyinde, bu elektrik sinyallerini görüntü, ses, koku ve
his olarak algılayan kimdir?
Beynin içinde göze, kulağa, burna ihtiyaç duymadan tüm bunla-
rı algılayan bir şuur bulunmaktadır. Bu şuur kime aittir?
Elbette bu şuur beyni oluşturan sinirler, yağ tabakası ve sinir hüc-
relerine ait değildir. İşte bu yüzden, herşeyin maddeden ibaret oldu-
ğunu zanneden Darwinist-materyalistler bu sorulara hiçbir cevap ve-
rememektedirler. Çünkü bu şuur, Allah'ın yaratmış olduğu ruhtur.
Ruh, görüntüyü seyretmek için göze, sesi duymak için kulağa ihtiyaç
duymaz. Bunların da ötesinde düşünmek için beyne ihtiyaç duymaz.
Bu açık ve ilmi gerçeği okuyan her insanın, beynin içindeki birkaç