Page 496 - Yaratılış Atlası 2. Cilt
P. 496
EVR‹MC‹LER‹N AÇIKLAYAMADI⁄I M‹LYONLARCA
YILLIK PARÇALAR
Evrim teorisine göre, canlılar belli aşamalar içinde evrimleşmiş, bakteriden insana kadar uzanan hayali
gelişim senaryosunda her şey milyonlarca sene içinde, hayali bir evrim süreci dahilinde olmuştu. Bu se-
naryoda insan, en son evrimleşen canlı olmalı ve son 20.000 yıl içinde gelişimini tamamlamalıydı. Ama
bilimsel bulgular ve fosil kayıtları, böyle bir gelişimi gösteren tek bir kanıt bile vermemiş, hatta bunun
imkansızlığını göstermiştir.
Bu önemli gerçeği gösteren diğer bulgular ise, milyonlarca yıl öncesinden kalan, insanlara ait kullanım
gereçleri, aletler ve süs eşyalarıdır. Darwinistler, günümüzden 100 milyon yıl önce, hatta 500 milyon yıl
önce - ki bu tarih evrimcilerin yeryüzünde bakteri dışında hiçbir canlının yaşamadığını iddia ettikleri
bir zamandır - yaşamış olan insanları, hayali evrim şemalarının hiçbir yerine yerleştirememektedirler.
Elbette bunu yapmaları imkansızdır çünkü Allah, her canlıyı olduğu gibi insanı da yoktan yaratmış, "Ol"
emri ile var etmiştir. Dolayısıyla bundan 100 yıl öncesinde yaşamış insanlara ait bulguları keşfetmek ne
kadar olası ve makul ise, günümüzden 500 milyon yıl öncesine ait insanların eserlerini bulup incelemek
de o kadar makuldür. Yoktan yaratan Allah, kuşkusuz tarihin her döneminde dilediği canlıyı var edebi-
lir. Elbette bu, üstün güç ve kudret sahibi Allah için çok kolaydır. Darwinistlerin anlayamadığı gerçek
budur ve bu nedenle Yaratılış Gerçeğini delillendiren bulgular karşısında bir açıklamaları yoktur. Bilim-
sel gerçeklerin çürüttüğü senaryolarını yinelemek dışında bir çözüm bulamazlar. Ama yapılan kazılar,
her geçen gün, giderek artan delillerle evrim dogmasını yok etmektedir.
Resimde görülen metal küre, Güney Afrika'da milyonlarca y›l öncesine ait oldu¤u tahmin
edilen bir yer katman›nda bulunan birkaç yüz tane küreden biridir. Küreler, do¤al herhangi
bir olayla meydana gelmifl olmas› mümkün olmayan, çok ince ifllenerek flekil verilmifl oluklar
içermektedir. Bu bulgu, metalin en eski tarihlerden beri kullan›ld›¤›n›, milyonlarca y›l önce
de insanlar›n metal üzerine ince oluk yapabilecek aletlere sahip olduklar›n› göstermektedir.
1912'de Oklahoma'daki Thomas Büyükflehir Elektrik fabrikas›nda, iki iflçi, fabrika kazan›na kürekle
kömür atarlarken flafl›rt›c› bir bulgu ile karfl›laflt›lar. Kömür parçalar›ndan biri kald›rmak için oldukça
büyüktü, bu nedenle iflçilerden biri kömürü k›rd›. Kömür parças›n› k›rd›¤›nda içinde demir bir çömlek
oldu¤unu gördü. Çömlek kömürden ç›kar›ld›¤›nda, çömle¤in kal›b› iki parça içinde de görülebiliyor-
du. Pek çok uzman, demir çömle¤in etraf›ndaki kömürü inceledi ve çömle¤in yaklafl›k 300 - 325 mil-
yon y›l önce yap›ld›¤›n› belirlediler. Bu, demirin, MÖ 1200 y›llar› civar›nda kullan›lmaya bafllad›¤›n›
iddia eden evrimciler için aç›klanmas› mümkün olmayan bir bulgudur.
Scientific American dergisinin 1852 y›l›nda yay›nlanan 5 Haziran tarihli say›s›nda, yaklafl›k
100 bin y›ll›k olan bir metal kab›n kal›nt›lar›n›n bulundu¤u haberi yer alm›flt›r. Araflt›rmalar,
çanak fleklindeki bu kab›n yap›ld›¤› metalin, çinko veya benzeri bir alafl›mdan meydana gel-
di¤ini göstermifltir. Ayr›ca vazonun üzerinde ince iflçilikle çiçek buketleri, üzüm asmas› ve
taç desenleri ifllidir. En eski ça¤larda insanlar›n metali kullanmad›¤› iddias›nda olan evrimci-
lerin bu bulguyu aç›klayabilmeleri mümkün de¤ildir. Aç›kt›r ki bu eseri meydana getiren kifli-
ler, metal alafl›mlar›n› yapan, metali iflleyebilen geliflmifl bir kültür birikimine sahiptirler.
494 Yarat›l›fl Atlas› Cilt 2