Page 582 - Yaratılış Atlası 2. Cilt
P. 582

Harun Yahya





                                     Yandaki resimde, Sümerlerin sahte ilahlar›ndan biri olan "flimflek tanr›s›" görülmektedir. Bu sahte ilahlar,
                                     hak olan tek ‹lah inanc›n›n zaman içinde insanlar taraf›ndan bozulmas›yla ortaya ç›km›flt›r.


                                     ne yol açtı. Ancak tüm bu bilimsel ve tarihsel gerçeklere rağmen, bazı radikal ateistler bu
                                     çökmüş senaryoyu savunmaya devam ettiler.




                                     Mezopotamya ve M›s›r'da Elde Edilen Arkeolojik Bulgular

                                         Mezopotamya ovası tarihsel kaynaklarda "uygarlıkların beşiği" olarak nitelendirilir.
                                     Mezopotamya ovasına çok da uzakta olmayan bir yerde ise Antik Mısır medeniyeti bulun-

                                    maktadır.
                                         Bu uygarlıklarla ilgili yapılan arkeolojik çalışmalarda dikkat çeken hususlardan biri, bu
                                    toplulukların dini inançlarına dair elde edilen bulgulardı. Elde edilen yazıtlarda sayısız
                                     sahte ilahların yaptıkları işler anlatılıyordu. Daha çok bulgu ele geçtikçe ve araştırmacılar
                                     bunları çözmekte daha başarılı yöntemler buldukça bu uygarlıkların inançlarıyla ilgili ba-

                                     zı detaylar ortaya çıkmaya başladı. Dikkati çeken en önemli nokta ise bu kavimlerin inan-
                                     dığı batıl ilahların hepsinin üstünde tek bir İlah inancının bulunuyor olmasıydı. Elde edi-
                                     len tarihi kayıtlar ve bulgular, tarih boyunca hak dinin var olduğunu göstermekteydi. İler-

                                     leyen sayfalarda inceleyeceğimiz Mezopotamya, Mısır, Hint, Avrupa medeniyetlerinin ya-
                                     nı sıra Aztek, İnka, Mayalar gibi Amerika medeniyetlerinin de tek İlah inancını bildikleri-
                                     ni, kendilerine hak dini tebliğ eden uyarıcıların geldiğini gösteren deliller elde edilmiştir.
                                     Çok tanrılı inancın içinde tek Tanrı inancının gizli olduğunu bulan araştırmacılardan ilki,
                                      Oxford Üniversitesi'nden Stephen Langdon'du. Langdon, 1931 yılında elde ettiği bulgula-

                                      rı bilim dünyasına duyururken, elde ettiği bilgilerin çok beklenmedik olduğunu söylüyor-
                                       du, çünkü bu bulguların daha önceki evrimci açıklamalarla tamamen çelişmekte olduğu-
                                       nun farkındaydı. Langdon bulgularını şöyle açıklıyordu:

                                       Benim görüşüme göre insanın en eski tarihi, tek tanrı inancından çok sayıda (sözde) tanrının ve
                                       kötü ruhların varlığının inancına doğru çok çabuk bir bozulmayı gösteriyor…           82

                                  Langdon 5 yıl sonra, The Scotsman adlı dergide ise şunları yazıyordu:

                             … Tüm deliller, kesinlikle başlangıçta bir "tek Tanrı" inancının bulunduğunu gösteriyor. Semitik kö-

                             kenli halkların arkeolojik ve edebi kalıntıları da en eski zamanlarda bile bir "tek Tanrı" inancının var ol-
                             duğunu gösteriyor. Yahudi dininin ve diğer Semitik kökenli dinlerin, totemistik, putlara dayanan bir
                             kökeni olduğu teorisinin tamamen geçersiz olduğu bugün anlaşılmış durumda.                 83

                                     Günümüzde Tell-Esmar olarak isimlendirilen MÖ 3000 yılına ait bir Sümer şehrinde yapı-
                                  lan kazılarda da Langdon'un söylediklerini tamamen doğrulayacak bulgular elde edildi. Ka-
                                   zı çalışmalarını yöneten Henry Frankfort resmi raporunda şöyle diyordu:


                                   Kazılarımız, tüm değerli bulgulara ek olarak Babil dinleri hakkında çok önemli bazı gerçekleri da-
                                                                     ha ortaya çıkardı. Bir sosyal sistem içinde dinsel değerlerin nasıl yer-
                                                                          leştirilmiş olduğuna ilk defa şahit oluyoruz.
                                                                            Bir tapınak ve bu tapınakta ibadet etmekte olan kişilerin evle-

                                                                             rinin kalıntıları bulundu. Bu sebeple tek başına bir anlam ifa-
                                                                             de etmeyen bulguları bir bütün olarak değerlendirebilmekte-
                                                                              yiz.

                                                                                   Babil inanç sisteminde Marduk olarak adland›r›lan sahte
                                                                                   ilah.(solda)
                                                                                   Sümer tabletlerinin tercüme edilmesiyle ortaya ç›kan ger-
                                                                                   çek, Babil inanç sistemi içindeki çok say›daki sahte ilah›n,
                                                                                   insanlar›n zaman içerisinde tek bir ‹lah›n s›fatlar›n› yanl›fl
                                                                                   yorumlamalar›ndan meydana geldi¤idir.





                580 Yarat›l›fl Atlas› Cilt 2
   577   578   579   580   581   582   583   584   585   586   587