Page 642 - Yaratılış Atlası 2. Cilt
P. 642

yor." 86
                        Kısacası, kuş tüyleri ile sürüngen pulları arasındaki büyük yapısal
                  farklar ve kuş tüylerinin son derece kompleks yapısı, tüylerin pullardan
                  evrimleştiği iddiasını tümüyle temelsiz bırakmaktadır.
                       Archæopteryx Yan›lg›s›


                       Sürüngen-kuş evrimi konusundaki iddiaları destekleyebilecek bir fo-

                  sil örneği sorulduğunda, evrimci kaynaklarda hemen her zaman tek bir
                  canlıdan söz edilir. Bu, hala ısrarla savunulan az sayıdaki ara geçiş formu
                  iddialarından en bilineni olan Archæopteryx isimli fosil kuştur.
                       "Günümüz kuşlarının atası" olduğu öne sürülen Archæopteryx, bun-
                  dan yaklaşık 150 milyon yıl önce yaşamıştır. Teoriye göre, Velociraptor ve-

                  ya Dromeosaur ismi verilen küçük yapılı dinozorların bir kısmı, evrim geçi-
                  rerek kanatlanmışlar ve uçmaya başlamışlardır. Archæopteryx, dinozor ata-
                  larından ayrılan ve yeni yeni uçmaya başlayan ilk türdür.

                       Oysa Archæopteryx'in fosilleri üzerinde yapılan son incelemeler bu
                  anlatımın bilimsel bir temeli olmadığını göstermektedir. Bu kuş bir ara
                  geçiş formu değil, sadece günümüz kuşlarından biraz daha farklı özel-
                  liklere sahip, soyu tükenmiş bir kuş türüdür.
                       Archæopteryx'in iyi uçamayan bir "yarı-kuş" olduğu tezi yakın zama-

                  na kadar evrimci kaynaklarda çok daha fazla sıklıkla dile getirilmektey-
                  di. Bu canlının "sternum"unun, yani göğüs kemiğinin olmaması, canlının
                  uçamayacağının en önemli kanıtı olarak gösterilmekteydi. (Göğüs kemiği,

                  uçmak için gerekli olan kasların tutunduğu göğüs kafesinin altında bulunan                          Archæopteryx'in uçucu
                  bir kemiktir. Günümüzde uçabilen veya uçamayan tüm kuşlarda, hatta kuş-                                  bir kufl oldu¤unun
                                                                                                                     önemli kan›tlar›ndan bi-
                  lardan çok ayrı bir familyaya ait olan uçabilen memeli yarasalarda bile bu
                                                                                                                      ri, asimetrik tüy yap›s›-
                  göğüs kemiği vardır.)                                                                              d›r. Üstte, bu canl›ya ait
                       Ancak 1992 yılında bulunan yedinci Archæopteryx fosili bu argümanın                            bir tüy fosili yer al›yor.

                  yanlış olduğunu gösterdi. Zira bu son bulunan Archæopteryx fosilinde evrim-
                  cilerin çok uzun zamandır yok saydıkları göğüs kemiği vardı. Nature dergisinde bu yeni bulunan fosil şöy-
                  le anlatılıyordu:

                       Son bulunan yedinci Archæopteryx fosili, uzun zamandır varlığından şüphe edilen, ama hiçbir zaman ispatlana-
                       mayan dikdörtgensel bir göğüs kemiğinin varlığına işaret ediyor. Bu canlının uzun mesafelerde uçuş yeteneği

                       hala şüpheli, ama göğüs kemiğinin varlığı güçlü uçuş kaslarının olduğunu gösteriyor.          87

                       Bu bulgu, Archæopteryx'in tam uçamayan bir yarı-kuş olduğu yönündeki iddiaların en temel dayanağı-
                  nı geçersiz kıldı.
                       Öte yandan, Archæopteryx'in gerçek anlamda uçabilen bir kuş olduğunun en önemli kanıtlarından bir
                  tanesi de hayvanın tüylerinin yapısı oldu. Archæopteryx'in günümüz kuşlarınınkinden farksız olan asimet-

                  rik tüy yapısı, canlının mükemmel olarak uçabildiğini gösteriyordu. Ünlü paleontolog Carl O. Dunbar'ın
                  belirttiği gibi, "tüylerinden dolayı bu yaratık tam bir kuş özelliği gösteriyordu".            88
                       Paleontolog Robert Carroll ise konu hakkında şu açıklamayı yapar:

                       Archaepoteryx'in uçuş tüylerinin geometrisi günümüz uçucu kuşlarınınki ile tamamen aynıdır, uçucu olmayan
                       kuşların ise tüyleri simetriktir. Tüylerin kanat üzerindeki düzeni de günümüz kuşlarınınkiyle benzerdir... Van

                       Tyne ve Berger'e göre Archaeopteryx'in kanatlarının boyutu ve şekli, tavuk cinsinden kuşlar, kumrular, ağaçka-
                       kanlar, çulluklar ve tüneyen ötücü kuşların çoğu gibi bitki örtüsünün sınırlı açıklıkları boyunca hareket eden
                       kuşlarınkine benzerdir... Uçuş tüyleri en az 150 milyon yıldan beri durağandır (değişmemiştir).          89

                       Archæopteryx'in tüylerinin ortaya çıkarmış olduğu bir başka gerçek, bu canlının sıcakkanlı oluşuydu.
                  Bilindiği gibi sürüngenler ve dinozorlar soğukkanlı, yani vücut ısılarını kendileri üretmeyen, çevrenin vü-






                640 Yarat›l›fl Atlas› Cilt 2
   637   638   639   640   641   642   643   644   645   646   647