Page 645 - Yaratılış Atlası 2. Cilt
P. 645

Harun Yahya






             zorların, aslında Archaeopteryx'ten daha genç olmalarıdır: "Yerde ko-
             şan koşan iki ayaklı dinozorlar, Archaeopteryx'in teorik ataların-
             dan beklenebilecek bazı özelliklere sahiptirler, ama (fosil kayıt-
             larında) Archaeopteryx'ten daha sonra ortaya çıkarlar."           96

                 Tüm bunlar, Archæopteryx'in bir ara geçiş formu olmadığını;
             sadece "dişli kuşlar" olarak isimlendirilebilecek ayrı bir sınıflan-
             dırmaya ait olduğunu gösterir. Bu canlıyı theropod dinozorlarla
             ilişkilendirmek ise, son derece tutarsızdır. Amerikalı biyolog, Ric-

             hard L. Deem de "Demise of the 'Birds are Dinosaurs' Theory"
             ("Kuşlar Dinozordur" Teorisinin Sonu) başlıklı makalesinde, kuş-di-
             nozor evrimi iddiası ve Archæopteryx hakkında şunları yazmaktadır:

                 Son çalışmaların sonuçları göstermektedir ki, theropod dinozorların elleri (ön
                                                                                                                   Günümüzde yaflayan Opist-
                 kol kemiklerindeki) birinci, ikinci ve üçüncü hanelerden türemiştir, ama kuşla-                     hocomus hoatzin kuflunun

                 rın kanatları, ikinci, üçüncü ve dördüncü hanelerden türerler... 'Kuşlar dinozor-                        kanatlar›nda da ayn›
                 dur' teorisiyle ilgili başka problemler de vardır. Theropodların ön ayakları                         Archæopteryx gibi pençe
                                                                                                                      benzeri t›rnaklar yer al›r.
                 Archæopteryx'le kıyasla, vücutlarına göre çok küçüktür. Bu canlıların ağır vü-
                 cutları da düşünüldüğünde, bir tür "ön-kanat" (proto-wing) geliştirmeleri olası gözükmemektedir. Theropod

                 dinozorların çok büyük bölümü (kuşlarda bulunan) semilunatik bilek kemiğinden yoksundur ve Archæop-
                 teryx'te hiçbir benzeri bulunmayan bazı bilek parçalarına sahiptir. Bütün theropodlarda V1 sinirleri diğer ba-
                 zı sinirlerle birlikte kafatasını yandan terk eder, kuşlarda ise aynı sinirler kafatasını ön taraftan kendilerine
                 ait bir delikten geçerek terk eder. Bir başka sorun ise, theropodların çok büyük kısmının Archæopteryx'ten da-

                 ha sonra ortaya çıkmış olmalarıdır."    97


                 Archæopteryx ve Di¤er Eski Kufl Fosilleri


                 Son dönemlerde bulunan bazı fosiller, Archæopteryx'le ilgili evrimci senaryonun geçersizliğini başka

             yönlerden ortaya koymuştur.
                 1995 yılında Çin'de Omurgalılar Paleontolojisi Enstitüsü'nde araştırmalar yapan Lianha-i Hou ve
             Zhonghe Zhou adlı iki paleontolog, Confuciusornis olarak isimlendirdikleri yeni bir fosil kuş keşfettiler.
             Archæopteryx ile aynı yaştaki (yaklaşık 140 milyon yıllık) bu kuşun dişleri yoktu, gagası ve tüyleri ise gü-

             nümüz kuşlarıyla aynı özellikleri göstermekteydi. İskelet yapısı da günümüz kuşlarıyla aynı olan bu ku-
             şun kanatlarında, Archæopteryx'te olduğu gibi pençeler vardı. Kuyruk tüylerine destek olan "pygostyle"
             isimli yapı bu kuşta da görülüyordu.        98  Kısacası, evrimciler tarafından tüm kuşların en eski atası sayılan
             ve yarı–sürüngen kabul edilen Archæopteryx'le aynı yaşta olan bu canlı, günümüz kuşlarına çok benzi-

             yordu. Bu gerçek, Archæopteryx'in bütün kuşların ilkel atası olduğu yönündeki evrimci tezlerle çelişiyor-
             du.Çin'de Kasım 1996'da bulunan bir başka fosil, ortalığı daha da karıştırdı. 130 milyon yaşındaki Liao-
             ningornis isimli bu kuşun varlığı L. Hou, L. D. Martin ve Alan Feduccia tarafından Science dergisinde
             yayınlanan bir makaleyle duyuruldu. Liaoningornis, günümüz kuşlarında bulunan uçuş kaslarının tu-

             tunduğu göğüs kemiğine sahipti. Diğer yönleriyle de bu canlı günümüz kuşlarından farksızdı. Tek far-
             kı, ağzında dişlerinin olmasıydı. Bu durum, dişli kuşların, hiç de evrimcilerin iddia ettikleri gibi ilkel bir
             yapıya sahip olmadıklarını gösteriyordu.         99  Nitekim Alan Feduccia, Discover dergisinde yayınlanan yo-
             rumunda, Liaoningornis'in, kuşların kökeninin dinozorlar olduğu iddiasını geçersiz kıldığını belirtmiş-

             ti. 100
                 Archæopteryx'le ilgili evrimci iddiaları çürüten bir başka fosil ise, Eoalulavis oldu. Archæopteryx'ten
             25-30 milyon yıl daha genç, yani 120 milyon yaşında olduğu söylenen Eoalulavis'in kanat yapısının ay-
             nısı, günümüzdeki bazı uçan kuşlarda görülüyordu. Bu da 120 milyon yıl önce, günümüzdeki kuşlar-

             dan birçok yönden farksız canlıların göklerde uçmakta olduklarını ispatlıyordu.                101
                 Böylece Archæopteryx ve diğer arkaik kuşların birer ara geçiş formu olmadıkları kesin bir biçimde is-
             patlanmış oldu. Fosiller, farklı kuş türlerinin birbirlerinden evrimleştiklerini göstermiyorlardı. Aksine,





                                                                                                                          Adnan Oktar    643
   640   641   642   643   644   645   646   647   648   649   650