Page 648 - Yaratılış Atlası 2. Cilt
P. 648
daha da kötüdür ve birçok et yiyici dinozorun kuş tüylerine sahip olduğu yönündeki aldatıcı iddiayı ileri sür-
mektedir. Tartışmasız bir dinozor olan Deinonychus hakkında yapılan bir maket ve bebek tyrannosaurlar hak-
kında yapılan çizimlerde bu canlılar tüylerle kaplı gibi gösterilmektedir. Bunların hepsi hayalidir ve bilim kur-
gu dışında herhangi bir yerleri yoktur...
Saygılarımla,
Storrs L. Olson
Kuşlar Bölümü Başkanı
Smithsonian Enstitüsü, Doğa Tarihi Ulusal Müzesi 105
Bu fosil sahtekarlığının gösterdiği iki önemli gerçek vardır: Birincisi, evrim teorisine kanıt bulma ara-
yışı içinde kolaylıkla sahtekarlığa başvurabilecek insanlar vardır. İkincisi, evrim teorisini topluma empoze
etme gibi bir misyon yüklenmiş olan bazı "bilim dergileri", evrim teorisi lehinde kullanabileceklerini dü-
şündükleri bulguları, yanlış olma veya başka türlü yorumlanabilme olasılıklarını tamamen göz ardı ede-
rek, propaganda malzemesi haline getirmektedirler. Yani bilimsel değil dogmatik davranmakta, inançla
bağlı oldukları evrim teorisini savunabilmek için bilimden kolayca taviz vermektedirler.
Konunun bir diğer önemli yönü ise, kuşların dinozorlardan evrimleştiği tezine hiçbir kanıt bulunama-
yışıdır. Kanıt bulunamadığı için sahtesi yapılmakta veya mevcut kanıtlar çarpıtılarak yorumlanmaktadır.
Gerçekte ise, kuşların bir başka canlı sınıfından evrimleşmiş olabileceğine dair hiçbir kanıt yoktur. Aksine
kanıtlar, kuşların yeryüzünde kendi özgün vücut yapılarıyla ortaya çıktıklarını göstermektedir.
Böceklerin Kökeni
Kuşların kökeninden söz ederken, evrimci biyologların bu konuda ortaya attıkları "cursorial teori"den
söz etmiştik. O zaman da belirttiğimiz gibi cursorial teori, sürüngenlerin nasıl olup da "kanatlandıkları"
sorusu karşısında, "ön ayakları ile sinek avlamaya çalışan sürüngenler"den söz etmektedir. Bu spekülatif
teoriye göre, söz konusu sürüngenler sinek avlamaya çalışırken ön ayaklarını zamanla kanatlara dönüştür-
müşlerdir.
Bu teorinin hiçbir bilimsel bulguya dayanmadığını da belirtmiştik. Ancak bu teoriyle ilgili olan ve de-
ğinmediğimiz önemli bir nokta daha vardır: Zaten uçmakta olan sinekler. Acaba sinekler nasıl olmuş da
kanatlanmışlardır? Ve genel olarak, sinekler sınıflamasını da içine alan böceklerin kökeni nedir?
Böcekler, canlı sınıflamasında, artropodlar (eklem bacaklılar) filumunun içinde yer alan Insecta alt-fi-
lumunu oluştururlar. En eski böcek fosilleri, Devoniyen dönemine (410-360 milyon yıl önce) aittir. Daha
sonraki Karbonifer döneminde (325-286 milyon yıl önce) ise çok sayıda farklı böcek türü bir anda ortaya
çıkar. Örneğin hamam böcekleri aniden ve bugünkü yapılarıyla belirir. Amerikan Doğa Tarihi Müzesi'nden
Betty Faber, "350 milyon yıl öncesine ait hamam böceği fosillerinin bugünkülerle aynı olduğunu" bildir-
mektedir. 106
Örümcek, kene ve kırkayak gibi canlılar gerçekte böcek değildir, ama çoğunlukla böcek olarak anılır.
American Association for the Advancement of Science'ın 1983'teki yıllık toplantısında, bu canlılarla ilgili çok
önemli fosil bulguları sunulmuştur. Örümcek, kene ve kırkayaklara ait olan 380 milyon yıllık bu fosillerin
ilginç özelliği ise, yaşayan örneklerinden farksız oluşudur. Bulguları inceleyen bilim adamlarından biri, fo-
siller hakkında "sanki dün ölmüş gibiler" yorumunu yapmıştır. 107
Uçan böcekler, yani sinekler de fosil kayıtlarında bir anda ve kendilerine özgü yapılarıyla ortaya çıkar.
Örneğin Pennsylvanian Devri'ne ait çok sayıda yusufçuk fosili bulunmuştur. Ve bu yusufçuklar günümüz-
dekilerle tamamen aynı yapıya sahiptir.
Burada ilginç olan bir nokta, yusufçuklar gibi sineklerin, kanatsız böcek türleriyle bir anda ortaya çık-
malarıdır. Bu da, kanatsız böceklerin zamanla kanatlanarak sineklere evrimleştikleri yönündeki varsayımı
geçersiz kılar. Robin Wootton ve Charles P. Ellington, Biomechanics in Evolution adlı kitapta yer alan bir ma-
kalelerinde bu konuda şöyle yazarlar:
646 Yarat›l›fl Atlas› Cilt 2