Page 139 - Kuran'dan Genel Bilgiler
P. 139

ben sizi kurtulufla ça¤›r›yorken, siz beni atefle ça¤›r›yorsunuz." "Siz be-
          ni Allah'a (karfl›) inkar etmeye ve hakk›nda bilgim olmayan fleyleri O'na
          flirk koflmaya ça¤›r›yorsunuz. Ben ise sizi, üstün ve güçlü olan, ba¤›fl-
          layan (Allah')a ça¤›r›yorum. "‹mkan› yok; gerçekten sizin beni kendisi-
          ne ça¤›rmakta oldu¤unuz fleyin, dünyada da, ahirette de ça¤r›da bulun-
          ma (yetkisi, gücü, de¤eri ve ba¤›fllama)s› yoktur. fiüphesiz, bizim dönü-
          flümüz Allah'ad›r. Ölçüyü tafl›ranlar, onlar ateflin halk›d›rlar." "‹flte size
          söylediklerimi yak›nda hat›rlayacaks›n›z. Ben de iflimi Allah'a b›rak›yo-
          rum. fiüphesiz Allah, kullar› pek iyi görendir." Sonunda Allah, onlar›n
          kurduklar› hileli-düzenlerinin kötülüklerinden onu korudu ve Firavun'un
          çevresini de azab›n en kötüsü kuflat›verdi. (Mümin Suresi, 28-45)

          HZ. NUH'UN VE HZ. LUT'UN EfiLER‹
          Allah, inkar edenlere, Nuh'un eflini ve Lut'un eflini örnek verdi. ‹kisi de,
          kullar›m›zdan salih olan iki kulumuzun nikahlar› alt›ndayd›; ancak onla-
          ra ihanet ettiler. Bundan dolay›, (kocalar›) kendilerine Allah'tan gelen
          hiçbir fleyle yarar sa¤lamad›lar. ‹kisine de: "Atefle di¤er girenlerle birlik-
          te girin" denildi. (Tahrim Suresi, 10)


          fiEH‹R HALKININ ÜÇ ELÇ‹S‹
          Sen onlara, o flehir halk›n›n örne¤ini ver; hani oraya elçiler gelmiflti. Ha-
          ni onlara iki (elçi) göndermifltik, fakat ikisini yalanlam›fllard›. Biz de (iki
          elçiyi) bir üçüncüyle güçlendirdik; böylece dediler ki: "fiüphesiz biz, si-
          ze, gönderilmifl elçileriz." Dediler ki: "Siz, bizim benzerimiz olan bir be-
          flerden baflkas› de¤ilsiniz, Rahman (olan Allah) da herhangi birfley in-
          dirmifl de¤ildir. Siz, yaln›zca yalan söylüyorsunuz." Dediler ki: "Rabbi-
          miz, gerçekten size gönderilmifl elçiler oldu¤umuzu bilir." "Bizim üzeri-
          mizde de (sorumluluk ve görev olarak) apaç›k bir tebli¤den baflkas›
          yoktur." Dediler ki: "Herhalde biz, sizlerden dolay› u¤ursuzlu¤a u¤rad›k.
          E¤er (bu söylediklerinize) bir son vermeyecek olursan›z, andolsun, sizi
          tafla tutaca¤›z ve mutlaka bizden yana size ac› bir azap dokunacakt›r."
          Dediler ki: "U¤ursuzlu¤unuz, sizinledir. Size ö¤üt verildi diye mi (u¤ur-
          suzlu¤a u¤rad›n›z)? Hay›r, siz ölçüyü tafl›ran bir kavimsiniz." (Yasin Su-
          resi, 13-19)




                                                               139
   134   135   136   137   138   139   140   141   142   143   144