Page 141 - Cahiliye Toplumundaki İnsan Karakterleri
P. 141
Harun Yahya (Adnan Oktar) 139
cansız maddelerin tesadüfen biraraya gelip, canlı bir varlık oluş-
turabileceklerine inanılıyordu. Bu dönemde böceklerin yemek
artıklarından, farelerin de buğdaydan oluştuğu yaygın bir düşün-
ceydi. Bunu ispatlamak için de ilginç deneyler yapılmıştı. Kirli bir
paçavranın üzerine biraz buğday konmuş ve biraz beklendiğin-
de bu karışımdan farelerin oluşacağı sanılmıştı.
Etlerin kurtlanması da hayatın cansız maddelerden türeyebil-
diğine bir delil sayılıyordu. Oysa daha sonra anlaşılacaktı ki, etle-
rin üzerindeki kurtlar kendiliklerinden oluşmuyorlar, sineklerin
getirip bıraktıkları gözle görülmeyen larvalardan çıkıyorlardı.
Darwin'in Türlerin Kökeni adlı kitabını yazdığı dönemde ise,
bakterilerin cansız maddeden oluşabildikleri inancı,bilim dünya-
sında yaygın bir kabul görüyordu.
Oysa Darwin'in kitabının yayınlanmasından beş yıl sonra,ün-
lü Fransız biyolog Louis Pasteur, evrime temel oluşturan bu
inancı kesin olarak çürüttü. Pasteur yaptığı uzun çalışma ve de-
neyler sonucunda vardığı sonucu şöyle özetlemişti:
"Cansız maddelerin hayat oluşturabileceği iddiası artık kesin ola-
rak tarihe gömülmüştür." (Sidney Fox, Klaus Dose, Molecular Evo-
lution and The Origin of Life, New York: Marcel Dekker, 1977, s. 2)
Evrim teorisinin savunucuları, Pasteur'ün bulgularına karşı
uzun süre direndiler. Ancak gelişen bilim, canlı hücresinin kar-
maşık yapısını ortaya çıkardıkça,hayatın kendiliğinden oluşabile-
ceği iddiasının geçersizliği daha da açık hale geldi.
20. Yüzyıldaki Sonuçsuz Çabalar
20.yüzyılda hayatın kökeni konusunu ele alan ilk evrimci,ün-
lü Rus biyolog Alexander Oparin oldu. Oparin, 1930'lu yıllarda
ortaya attığı birtakım tezlerle, canlı hücresinin tesadüfen mey-
dana gelebileceğini ispat etmeye çalıştı.Ancak bu çalışmalar ba-