Page 142 - Cahiliye Toplumundaki İnsan Karakterleri
P. 142

140        CAHİLİYE TOPLUMUNDA İNSAN KARAKTERLERİ

            şarısızlıkla sonuçlanacak ve Oparin şu itirafı yapmak zorunda
            kalacaktı:
                "Maalesef hücrenin kökeni, evrim teorisinin tümünü içine alan en
                karanlık noktayı oluşturmaktadır." (Alexander I. Oparin, Origin of
                Life, (1936) New York, Dover Publications, 1953 (Reprint), s.196)
               Oparin'in yolunu izleyen evrimciler, hayatın kökeni konusu-
            nu çözüme kavuşturacak deneyler yapmaya çalıştılar. Bu de-
            neylerin en ünlüsü,Amerikalı kimyacı Stanley Miller tarafından
            1953 yılında düzenlendi. Miller, ilkel dünya atmosferinde oldu-
            ğunu iddia ettiği gazları bir deney düzeneğinde birleştirerek ve
            bu karışıma enerji ekleyerek, proteinlerin yapısında kullanılan
            birkaç organik molekül (aminoasit) sentezledi. O yıllarda ev-
            rim adına önemli bir aşama gibi tanıtılan bu deneyin geçerli ol-
            madığı ve deneyde kullanılan atmosferin gerçek dünya koşulla-
            rından çok farklı olduğu, ilerleyen yıllarda ortaya çıkacaktı.
            ("New Evidence on Evolution of Early Atmosphere and Life", Bulle-
            tin of the American Meteorological Society, c. 63, Kasım 1982, s.
            1328-1330)
               Uzun süren bir sessizlikten sonra Miller'in kendisi de kul-
            landığı atmosfer ortamının gerçekçi olmadığını itiraf etti. (Stan-
            ley Miller, Molecular Evolution of Life: Current Status of the Prebio-
            tic Synthesis of Small Molecules, 1986, s. 7)
               Hayatın kökeni sorununu açıklamak için 20. yüzyıl boyunca
            yürütülen tüm evrimci çabalar hep başarısızlıkla sonuçlandı.
            San Diego Scripps Enstitüsü'nden ünlü jeokimyacı Jeffrey Bada,
            evrimci Earth dergisinde 1998 yılında yayınlanan bir makalede
            bu gerçeği şöyle kabul eder:
                Bugün, 20. yüzyılı geride bırakırken, hala, 20. yüzyıla girdiğimizde
                sahip olduğumuz en büyük çözülmemiş problemle karşı karşıya-
                yız: Hayat yeryüzünde nasıl başladı? (Jeffrey Bada, Earth, Şubat
                1998, s. 40)
   137   138   139   140   141   142   143   144   145   146   147