Page 155 - Dinsizliğin İlkel Mantığı
P. 155
HARUN YAHYA (ADNAN OKTAR) 153
Niçin güvenmeyelim? Bizim güvendiğimiz bir sürü dostları-
mız olsun, sevdiklerimiz olsun. “Bana dokunmayan yılan bin
yıl yaşasın”. Ne demek bu? Sana dokunmuyorsa birçok maz-
luma dokunacaktır o. O yılanı mutlaka yok etmemiz gere-
kir. Kültürel yönden ilmi yönden telkinle mutlaka yok etmemiz
gerekir. Böyle çirkin, egoistliği, bencilliği teşvik eden çok fazla top-
lumda söz var. Bunlarla eğitildikleri için insanlar egoist, bencil yaşa-
manın dışında yaşanamayacağını düşünüyorlar. Allah esirgesin en
uç iddia olarak, çok çirkin bir iddiadır bu, hani “ölmemek için öldü-
receksin” mantığı ve herkese karşı bir kurt, bir çakal ruhuyla hare-
ket ediyorlar. Önüne geleni adeta böyle ezmek, onları rencide
etmek sanki şartmış, kanunmuş gibi düşünüyorlar. Böyle mutlu
olabileceklerini, böyle makul yaşayabileceklerini, mutlu da
değil de, canlı kalabileceklerini düşünüyorlar. Allah hiçbir
şekilde huzur vermiyor o zaman. Çünkü tekrar söylüyorum,
en büyük nimet ellerinden alınıyor. Tutku ve derin sevme
gücü ellerinden alınıyor. Artık biyolojik varlığı kalmış oluyor.
Yani bir sığır gibi bir varlık hayvan gibi bir varlık ortalarda geziniyor.
İşte gidiyor sandviç alıyor, onu yiyor, alıyor onu yere atıyor, millete
ters laf konuşuyor, bir şeyler yapıyor, tehditkar bir üslubu var, her
laftan şüphe ediyor… Bir kere muazzam bir şüphecilik yayılmış bu
çok korkunç bir şey. Nedir bu böyle? O şekilde yaşanır mı? Bu şüp-
hecilik nedir böyle? Daha nasılsın desen, altında çapanoğlu arıyor.
Öyle olur mu? Sevgi, ilgi, alaka gösterdiğinde şüphe; dostluk göste-
rince şüphe; selam verince şüphe… Böyle şey olmaz, böyle hayat
olmaz. Mutlaka güvene dayalı, sevgiye dayalı, şefkate dayalı bir
yapı olması lazım. Bu da ancak Kuran ahlakıyla olur, Kuran’da itti-
fak etmekle olur inşaAllah. Aslında tabi bir eğitim sorunu bu. Önce