Page 215 - Dinsizliğin İlkel Mantığı
P. 215
HARUN YAHYA (ADNAN OKTAR) 213
yikleri evrimleştirmez, onları başka bir canlı türüne, örneğin
atlara dönüştürmez.
Dolayısıyla doğal seleksiyon mekanizması hiçbir evrimleş-
tirici güce sahip değildir. Darwin de bu gerçeğin farkındaydı ve
Türlerin Kökeni adlı kitabında "Faydalı değişiklikler oluşmadığı sü-
rece doğal seleksiyon hiçbir şey yapamaz" demek zorunda kal-
mıştı. (Charles Darwin, The Origin of Species: A Facsimile of the
First Edition, Harvard University Press, 1964, s. 189)
Lamarck'ın Etkisi
Peki bu "faydalı değişiklikler" nasıl oluşabilirdi? Darwin,
kendi döneminin ilkel bilim anlayışı içinde, bu soruyu La-
marck'a dayanarak cevaplamaya çalışmıştı. Darwin'den önce
yaşamış olan Fransız biyolog Lamarck'a göre, canlılar yaşamla-
rı sırasında geçirdikleri fiziksel değişiklikleri sonraki nesle ak-
tarıyorlar, nesilden nesile biriken bu özellikler sonucunda ye-
ni türler ortaya çıkıyordu. Örneğin Lamarck'a göre zürafalar
ceylanlardan türemişlerdi, yüksek ağaçların yapraklarını yemek
için çabalarken nesilden nesile boyunları uzamıştı.
Darwin de benzeri örnekler vermiş, örneğin Türlerin Köke-
ni adlı kitabında, yiyecek bulmak için suya giren bazı ayıların za-
manla balinalara dönüştüğünü iddia etmişti. (Charles Darwin,
The Origin of Species: A Facsimile of the First Edition, Harvard Uni-
versity Press, 1964, s. 184)
Ama Mendel'in keşfettiği ve 20. yüzyılda gelişen genetik bi-
limiyle kesinleşen kalıtım kanunları, kazanılmış özelliklerin son-
raki nesillere aktarılması efsanesini kesin olarak yıktı. Böylece
doğal seleksiyon "tek başına" ve dolayısıyla tümüyle etkisiz bir
mekanizma olarak kalmış oluyordu.