Page 216 - Dinsizliğin İlkel Mantığı
P. 216

214                 DİNSİZLİĞİN İLKEL MANTIĞI


                Neo-Darwinizm ve Mutasyonlar

                Darwinistler ise bu duruma bir çözüm bulabilmek için
            1930'ların sonlarında, "Modern Sentetik Teori"yi ya da daha
            yaygın ismiyle neo-Darwinizm'i ortaya attılar. Neo-Darwinizm,
            doğal seleksiyonun yanına "faydalı değişiklik sebebi" olarak mu-
            tasyonları, yani canlıların genlerinde radyasyon gibi dış etkiler ya
            da kopyalama hataları sonucunda oluşan bozulmaları ekledi.
                Bugün de hala bilimsel olarak geçersiz olduğunu bilmeleri-
            ne rağmen, Darwinistlerin savunduğu model neo-Darwi-
            nizm'dir. Teori, yeryüzünde bulunan milyonlarca canlı türü-
            nün, bu canlıların, kulak, göz, akciğer, kanat gibi sayısız kom-
            pleks organlarının "mutasyonlara", yani genetik bozukluklara
            dayalı bir süreç sonucunda oluştuğunu iddia etmektedir. Ama
            teoriyi çaresiz bırakan açık bir bilimsel gerçek vardır: Mutas-
            yonlar canlıları geliştirmezler, aksine her zaman için
            canlılara zarar verirler.
                Bunun nedeni çok basittir: DNA çok kompleks bir düze-
            ne sahiptir. Bu molekül üzerinde oluşan herhangi bir tesadüfi
            etki ancak zarar verir. Amerikalı genetikçi B. G. Ranganathan
            bunu şöyle açıklar:
                Mutasyonlar küçük, rasgele ve zararlıdırlar. Çok ender olarak
                meydana gelirler ve en iyi ihtimalle etkisizdirler. Bu üç özellik,
                mutasyonların evrimsel bir gelişme meydana getiremeyeceğini
                gösterir. Zaten yüksek derecede özelleşmiş bir organizmada
                meydana gelebilecek rastlantısal bir değişim, ya etkisiz olacak-
                tır ya da zararlı. Bir kol saatinde meydana gelecek rasgele bir
                değişim kol saatini geliştirmeyecektir. Ona büyük ihtimalle za-
                rar verecek veya en iyi ihtimalle etkisiz olacaktır. Bir deprem
                bir şehri geliştirmez, ona yıkım getirir. (B. G. Ranganathan, Ori-
                gins?, Pennsylvania: The Banner Of Truth Trust, 1988)
   211   212   213   214   215   216   217   218   219   220   221