Page 83 - Dinsizliğin İlkel Mantığı
P. 83
HARUN YAHYA (ADNAN OKTAR) 81
meydana getiriyor. O ondan nefret ediyor, o ondan nefret ediyor. O
ondan tiksiniyor, o ondan tiksiniyor. Hatta bunların tiksintilerinin
şiddetinden dolayı biliyorsunuz etkilenmek için bunlar birçok çözüm
ararlar. Yani nasıl olsa da sevse acaba? Nasıl yapsa da ondan hoş-
lansa diye çözüm ararlar. Fakat o tiksintilerini nefretlerini bir türlü
gideremezler. Ama müminlerde de çok şiddetli bir muhabbet var-
dır. İnsanlar da onun hikmetini bazen çıkaramazlar. Onu yaşaya-
mayan insanlar onu çıkaramazlar. Halbuki bu insanlar 6. duyuyu
yaşıyorlar. Yani onların bilmediği bir mucize oluşuyor. Tutku bir
mucizedir. Yani derin bir zevktir. Bir kısmı tutkuyu takliden anlatı-
yorlar. Çok seviyorum diyor. Peki, o zaman birbirine hakaret edi-
yorsun, saldırıyorsun, aşağılıyorsun, üzüyorsun, maddi çıkarınla
çatıştığında anında harcıyorsun. Kendi nefsinle çatıştığında anında
harcıyorsun. O zaman onun adı tutku değil. Demek ki, sen din-
lerden hak dinlerden gelen bir tutku sözünü duymuşsun. İyi
bir şey olduğunu bilinçaltında biliyorsun, onu arıyor fakat
bulamıyorsun. Küfür de öyle onu bilir bilinçaltında fakat
yaşayamaz. Mümin bunu bilinçaltında bilir ve en önemlisi
yaşar, Allah ona yaşatır. Yani bu özel duyguyu ve özel siste-
mi Allah onda yaratır. Mesela tutkuyu tarif et deseniz bir
mümine tarif edemez, ama şiddetli bir zevk olarak yaşar. Ve
tutku yaşlanmayla Müslümanın üzerinden gitmez. O tip
insanlarda hastalıkla gider tutku dediği şey. Mesela kızın,
çok beğendiğini söylediği bir delikanlı oluyor, çocuk herhan-
gi bir hastalık geçiriyor, elinin yüzünün şekli biraz değişiyor
bir anda tutku uçuyor, gidiyor. Aşk bitiyor. O ne demektir?
Demek ki tutkunun sahte, çok kötü bir taklidinin içerisine
girmiş, ona özenmiş ve gerçek tutkuyu bilmiyor demektir.