Page 13 - Hücredeki Mucize
P. 13

HARUN YAHYA (ADNAN OKTAR)                                        11



             flam sürdüremezdik. Ya da Günefl Dünya’ya daha uzak veya yak›n olurdu da
             yine yaflama ihtimalimiz olmazd›. Günefl, etraf›m›zdaki herfley gibi Allah'›n
             bir mucizesi ve rahmetidir. O'nu sürekli hat›rda tutmam›za ve O'na flükretme-
             mize arac› olmal›d›r.
                Ama az önce belirtti¤imiz gibi çocuk genellikle bu cevab› almaz, ilk söyle-
             di¤imiz geçifltirme ile uyutulur. Önüne ç›kan her olayda sürekli bu mant›kla
             karfl›lafl›r ve sonuçta o da hiçbir fleye hayret etmemeyi ve hiçbir fleyin ola¤a-
             nüstülü¤ünü fark etmemeyi ö¤renir. Bir meyveyi ilk kez yedi¤inde nas›l olup
             da a¤açlar›n insanlara böyle faydal› ve güzel fleyler sunduklar›n› sorar. Büyük
             ihtimalle ayn› cevab› al›r: A¤açlar milyonlarca y›ld›r meyve yap›yorlar. Bu
             normal bir fleydir, flafl›lacak bir yan› yoktur.
                ‹flte bu flekilde duyars›zlaflt›r›lan çocuk, as›l e¤itimini ise okulda al›r. Okul-
             daki, hayat bilgisi, ya da biraz daha büyüdü¤ünde fizik, kimya, biyoloji gibi
             derslerinde, varl›klar›n ve olaylar›n, tek tarafl› olarak anlat›lan sözde "bilimsel
             aç›klama"lar›n› ö¤renir. Derslerde insan vücudunu ya da tabiat› tan›r, ama yi-
             ne bunlar›n kesinlikle normal bir fley oldu¤una, mucizevi olmad›klar›na inan-
             d›r›l›r. Sorulmas› gereken sorular asla sordurulmaz. Bu nas›l olmufl, buradaki
             akl›n kayna¤› nedir, nas›l olur da böyle bir denge olabilir, gibi sorular› hiç
             sormamay› ö¤renir. Örne¤in a¤açlar›n nas›l meyve oluflturduklar›n›n biyolojik
             detaylar›n› ö¤renir; fotosentezle ya da bitki yap›s›yla ilgili bilgiler anlat›l›r. An-
             cak tüm bunlar yap›l›rken yine, "Nas›l olur da bir tahta parças›n›n içinden in-
             san›n dama¤›na ve sa¤l›¤›na uygun, dünyan›n en güzel ambalaj›na sahip mü-
             kemmel g›dalar ç›kar?"; "Bu durum a¤ac›n da insan›n da ayn› ak›l sahibi tara-
             f›ndan yarat›ld›¤›n›n, a¤ac›n insana meyve vermek için özellikle yarat›ld›¤›n›n
             göstergesi de¤il midir?" gibi sorular sormaz. Varl›klar›n amaçlar› üzerinde dü-
             flünmez. Tek yapt›¤›, varl›klar›n mahiyeti hakk›nda daha fazla bilgi yüklen-
             mektir. ‹nsana hiçbir fley vermeyen, kalbine ve ruhuna hiçbir olumlu etkide
             bulunmayan, kuru bilgiler, isimler...
                Bu sayede var olan yarat›l›fl mucizelerine karfl› duyarl›l›¤›n› yitirir. Hiçbir
             fleye hayret etmemeyi, kendini görür zanneden bir kör olmay› ö¤renir. Art›k
             daha büyük baz› telkinleri de kabul etmeye haz›r bir hale gelmifltir. ‹flte bu
             noktada, e¤itimin son halkas› olan "evrim teorisi" devreye girer.
                Çünkü, etraf›n› saran tüm mucizelere ve ola¤anüstü gerçeklere gözleri ka-
             pal› hale gelmifl, duyars›zlaflm›fl olan genç insan, yaln›zca tek bir sorunun ce-
             vab›n› vermekte zorlanmaktad›r: Tüm bu canl›lar ilk olarak nas›l var oldular?
             ‹flte evrim bu noktada herfleyin sözde "tesadüfen" var oldu¤u gibi ak›l almaz
             bir safsatay› bilimsellik k›l›f› ile ona sunar.
                Evrimin aldatmacalar› ile kand›r›lan bu genç insan bundan böyle hayat›-
             n›n geri kalan k›sm›n›, yaln›zca bencil tutkular›n› tatmin etmek, hiç düflünme-
   8   9   10   11   12   13   14   15   16   17   18