Page 61 - Hücredeki Mucize
P. 61
HARUN YAHYA (ADNAN OKTAR) 59
ceklerdir. Bu nedenle, DNA nükleotidleri ve proteinler, evrimciler taraf›ndan
"ilkel çorba" olarak adland›r›lan hayali ortamda bir flekilde oluflmufl olsalar bi-
le daha ileri bir aflamaya gidemeden birbirlerini tuza çevireceklerdi.
‹flin bir di¤er mucize yönü de fludur: Bir asitle bir baz yanyana geldiklerin-
de reaksiyona girmeleri do¤alken, bu ikisi hücrede mükemmel bir iflbirli¤i ve
uyum içinde birarada faaliyet gösterirler. Üretimi sa¤larlar. Oysa hücre d›fl›n-
daki serbest ortamda biraraya gelmeleri her ikisi için de y›k›m olacakt›r.
Ancak bu sistem, her zaman oldu¤u gibi tüm detaylar›yla planlanm›fl, her
türlü tedbir düflünülmüfltür. DNA molekülleri, hücrenin en sa¤lam bölümü
olan çekirde¤e yerlefltirilmifl ve ortamdaki zarar verebilecek yap›lardan özel
ve hassas yöntemlerle izole edilmifltir. Kopyalanma gibi ifllemler esnas›nda
DNA ve enzim proteinlerinin temas› da o derece kontrollü ve ölçülü bir dü-
zende gerçekleflir ki iki taraf da hasar görmedi¤i gibi olabilecek en yüksek
verim elde edilir.
Moleküllerin Bilinci Yoktur
Yazarlar› evrimci olan biyoloji kitaplar›nda bile sürekli olarak vurgulanan
ortak bir konu vard›r: Buraya kadar anlatt›¤›m›z olaylardaki elemanlar›n bü-
yük bir fluurla hareket ediyor olufllar›. Biz de buraya kadar birçok yerde ge-
rek hücre, gerek DNA veya RNA, gerek enzimler, gerekse organeller için;
"okur", "karar verir", "seçer", "denetler", "düzeltir", ... gibi fiiller kulland›k.
Aç›kt›r ki, bu fiiller ancak ve ancak bilinç, ak›l ve irade sahibi varl›klar›n ger-
çeklefltirebilece¤i fiillerdir. Halbuki buraya kadar sözkonusu olan varl›klar,
hiçbir flekilde düflünme, karar verme, akletme gibi özelliklere sahip olmayan
çeflitli atomlar ve moleküllerden ibarettir.
Önceki bölümlerde de belirtti¤imiz gibi, de¤iflik moleküllerin de¤iflik
oranlarda birleflmesinden meydana gelmifl hücrenin, ne kadar karmafl›k ve
harika bir yap›ya sahip olursa olsun, ak›l ve bilinç sahibi olmas› mümkün de-
¤ildir. Dolay›s›yla bu hücrenin ya da herhangi bir parças›n›n istemesi, karar
vermesi, karar›n› uygulamaya geçirmesi, kontrol etmesi, gibi bir durum da
hiçbir flekilde söz konusu olamaz.
‹flte bu nedenle de, hücredeki parçac›klar›n bilinçlerine ve ak›llar›na at›fta
bulunan, "karar verir", "denetler", "düzeltir" gibi ifadeler, gerçekte bu parça-
c›klar› Yaratan'a at›fta bulunmaktad›rlar.
Örne¤in, "bu kitap flunu anlatmak istiyor" dedi¤imizde, bellidir ki kastedi-
len o kitab›n yazar›n›n anlatmak istedi¤idir. Yoksa bu ifadeden, kitab›n bizzat
kendisi, sayfalar› ve mürekkebiyle, düflünmüfl de birfleyler anlatmak istiyor
gibi bir anlam ç›kmayaca¤› aç›kt›r. (Böyle bir anlam ç›karmak ise, o kiflinin
ak›l sa¤l›¤›nda ciddi bir bozukluk oldu¤unun belirtisidir.)