Page 196 - Sayın Adnan Oktar ve Arkadaşlarımıza İsnat Edilen Suçlamalar ve Cevapları
P. 196
SAYIN ADNAN OKTAR VE ARKADAŞLARIMIZA İSNAT EDİLEN SUÇLAMALAR VE CEVAPLARI
Sayın Çalışkan’ın yukarıda yer verdiğimiz konuşması, Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarımız
hakkında ileri sürülen tüm iddiaları peşinen kabul ettiği izlenimi yaratmaktadır. Çalışkan’ın em-
rindeki emniyet birimlerince ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca ortak olarak yürütülen bir
soruşturma hakkında böyle bir beyanda bulunması, hatta beyanın ötesinde adeta kendisini adeta-
mahkeme yerine koyarak birilerinin suç örgütü birilerinin de mağdur olduğuna dair hüküm ver-
mesi, gerek hukuken gerek vicdanen son derece yanlış olmuştur.
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin “Suç kovuşturmalarıyla ilgili bilgilerin medyaya su-
nulmasına ilişkin ilkeleri” başlıklı tavsiye kararında, Emniyetin basın açıklamalarının “Masu-
miyet Karinesi”ne ve “Bilginin Doğruluğu” ilkesine uygun olması gerektiği belirtilmiştir. Sayın
Çalışkan’ın söz konusu ilkeyle çelişen açıklamaları ve öncesindeki basın notu, emniyet tarafından
dosya hakkında hazırlanacak fezlekenin sıhhatini ve güvenilirliğini şimdiden ortadan kaldırmıştır.
Öte yandan, Sayın Çalışkan’ın gerçekleştirdiği operasyondan dolayı “binlerce ailenin” kendisine
duacı olduğuna dair açıklaması da hiçbir dayanağı olmayan, hayali bir iddiadan ibarettir. BÖYLE
BİR RAKAM ASLA SÖZ KONUSU DEĞİLDİR.
İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan’ın, basına yansıyan bu açıklamaları ve İstanbul Em-
niyet Müdürlüğü’nün kamuoyuyla paylaştığı 2018 yılı faaliyet raporundaki “Masumiyet Karinesi”
ve “Bilginin Doğruluğu” ilkelerine aykırılık teşkil etmesinin yanısıra; bu dosyada görev yapan yar-
gıçların üzerinde baskı oluşturacak ve Adil Yargılamayı etkileyebilecekbir nitelik de taşımaktadır.
Emniyet Müdürü Sayın Çalışkan’ın kamuoyu infiali uyandıracak nitelikteki bu açıklamalarının ba-
sına yansımasıyla hali hazırda devam etmeke olan yargı sürecinde tarafsızlığın bozulmayacağın-
dan ne kadar söz edilebilir?
Böyle bir açıklamadan haberdar olan savcılarımızın ve yargıçlarımızın dosyada önyargısız bi-
çimde ve etki altında kalmadan görev yapmalarını beklemek ne kadar gerçekçi olacaktır? Çalış-
kan’ın bu ifadelerinin dosya kapsamında görev alan veya alacak olan yargı mensuplarının kararla-
rını etkilemesi halinde adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs kuşkusu dosyaya gölge düşürmez mi?
Netice itibariyle, polis operasyonunun ilk anlarından itibaren, gerek yayınlanan bilgi notu, ge-
rek görevli polis memurlarının Sayın Adnan Oktar’ın başını şiddetle yere doğru bastırarak götür-
meleri ve bunun tekrar tekrar uygulanması, gerekse Mustafa Çalışkan’ın demeci ve birazdan de-
taylarına gireceğimiz başka konular, kamuoyu nezdinde özel bir “algı” oluşturmaya yönelik olarak
yürütülen çalışmalar izlenimi uyandırmıştır.
Nitekim Emniyet Müdürü Çalışkan’ın Masumiyet Karinesi’ni ve polis meslek ilkelerini ihlal
eden bu açıklamaları ve yaklaşımı, daha sonra İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün 2018 yılı faaliyet
raporuna da yansımıştır.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün her yıl yayınladığı ve kamuoyuyla paylaştığı faaliyet
raporunun 2018 yılı nüshasında, Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarına yönelik gerçekleştirilen po-
lis operasyonuna geniş yer verilmiş, raporun yayınlandığı tarih itibariyle Savcılık soruşturması
aşamasında olan ve hakkında gizlilik kararı bulunan dosyayla ilgili birçok mesnetsiz iddia, yorum
ve fotoğrafa yer verilmiştir. Sayın Adnan Oktar ve arkadaşları aleyhinde kirli bir algı operasyonu
yürüten bir kısım medya kuruluşlarının basın meslek ilkelerini ve soruşturma gizliliğini ihlal eden
196