Page 261 - Sayın Adnan Oktar ve Arkadaşlarımıza İsnat Edilen Suçlamalar ve Cevapları
P. 261

Antakya, üç semavi dinin kutsal topraklarından yola çıkarak Anadolu’ya giden kervanların,
                   ticaret yollarının ve deniz rotalarının üzerindedir. Civar bölge de yine binlerce yıllık tarihi
                   kalıntılarla ünlüdür. Adnan Oktar’ın bu özelliklere sahip bir yerde hadis referanslarına daya-
                   narak “Tevrat’ın orjinalinin bulunabileceği”ni ifade etmiş olması son derece makuldür. Nite-
                   kim, bunu söyleyen sadece Sayın Adnan Oktar değildir. Bu konuda araştırma yapan herkes,

                   aynı hadis referanslarına dayanarak, Antakya’da Tevrat’ın orijinalinin bulunacağını söylemiş
                   ve yazmıştır. İnternette basit bir araştırmayla bu husus kolayca görülebilir. Özetle, yukarıda
                   yer verdiğimiz Sayın Adnan Oktar’ın konuşmasından da anlaşılacağı üzere bu iddia Adnan Ok-
                   tar’ın kendine ait bir iddia olmayıp tüm hadis kaynaklarında da bu şekilde açıklanmaktadır.


               c)  Dolayısıyla maktülün ablasının hiçbir mantığı bulunmayan varsayımlarının bilgi eksikliğinden
                   kaynaklı olarak gizli tanık ifadesindeki  hatalı “Antalya” bilgisini kendince yanlış yorumlama-
                   sından dolayı olduğu kanaatindeyiz.
                  MAKTULÜN ABLASININ İDDİASININ AKSİNE, TEVRAT’IN ORJİNAL MUSHAFLARI 1400 YIL
               DEĞİL YAKLAŞIK 3250 YIL ÖNCESİNE DAYANMAKTADIR.



               a)  Maktul Murat Ünal’ın satmaya çalıştığı iddia edilen Tevrat’ın 1400 yıllık olduğu söylenmekte-
                   dir. Abla Ümmü Ünal tarih bilgisi zayıflığından olsa gerek, bu tarihlemeyi kutsal kitabımız Ku-
                   ran-ı Kerim ile karıştırarak söz konusu Tevrat’ın “orjinal olması gereken zamandan geldiği”
                   yanılgısına kapılmıştır.

                  Oysa GERÇEKTE EĞER TEVRAT’IN ORJİNAL MUSHAFLARI BULUNMUŞ OLSAYDI, BUNLA-

               RIN 1400 DEĞİL, YAKLAŞIK 3250 YIL ÖNCESİNE TARİHLENDİRİLMESİ GEREKECEKTİ. Dolayı-
               sıyla maktul tarafından satılmaya çalışıldığı ve bu yüzden cinayetin işlendiği düşünülen 1400 yıllık
               Tevrat, orjinal bir kaynak olmaktan çok çok uzaktır. Bulunanın, Tevrat’ın 3250 senelik orijinali
               olmadığı, sadece nisbeten orta eskilikte bir Tevrat olduğu anlaşılmaktadır.

                  1400 yıllık tarihi değeri olan bir Tevrat, tarihi eser piyasasında büyük bir getiri sağlayacağı için
               söz konusu cinayetin işlenmiş olması kuvvetle muhtemeldir. Sonuç itibariyle, cinayetin “Tevrat’ın
               orijinali” bulunduğu için işlenmediği açıktır. Bu noktada da abla Ümmü Ünal’ın kardeşinin cinayeti
               ile Sayın Adnan Oktar’ı ilişkilendirme gayretinin hiçbir mesnedinin bulunmadığı ve tarihi dayana-

               ğa da sahip olmadığı çok net biçimde ortaya çıkmış olmaktadır.

               b)  Maktulün ablası basına verdiği bir demeçte; “özellikle Adnan Oktar›ın evinde bulunan Tevrat›la
                   karşılaştırılmasını, bununla bir bağlantısı olup olmadığının araştırılmasını” diyerek söz konu-
                   su cinayete neden olduğu iddia edilen orijinal Tevrat ile Sayın Adnan Oktar’a hediye edilen ve
                   polis operasyonu kapsamında el koyulan eski bir Tevrat arasında bağ kurmaya çalışmıştır.

                  Halbuki kendi iddialarına göre maktul Murat Ünal’ın satmaya çalıştığı Tevrat 1400 yıllıktır.
               Oysa ADNAN OKTAR’A MİSAFİRLERİ TARAFINDAN EMANETEN BIRAKILAN TEVRAT İSE SA-

               DECE 60 YILLIKTIR.

                  Üstelik Sayın Adnan Oktar kendisindeki Tevrat’ı televizyonda canlı yayında göstererek açık
               açık tüm dünyaya tanıtmış, yani gizleme gereği duymamıştır.


                                                          261
   256   257   258   259   260   261   262   263   264   265   266