Page 262 - Sayın Adnan Oktar ve Arkadaşlarımıza İsnat Edilen Suçlamalar ve Cevapları
P. 262

SAYIN ADNAN OKTAR VE ARKADAŞLARIMIZA İSNAT EDİLEN SUÇLAMALAR VE CEVAPLARI

                  Ayrıca tarihlerle de ilgili çelişki vardır. Adnan Oktar’daki Tevrat’ın gösterildiği canlı yayının
               yapıldığı tarih 19 Kasım 2014’tür, oysa tarihi Tevrat yüzünden öldürülen Murat Ünal isimli şahıs
               ise 28 Kasım 2016’da evinden arkadaşıyla ayrılarak bahsi geçen tarihi Tevrat’ı satmak üzere yola
               çıkmış ancak bir daha geri dönmemiş ve 17 Ocak 2017 tarihinde de cesedi bulunmuştur. MURAT
               ÜNAL’IN ELİNDEKİ TARİHİ TEVRAT’I SATMAYA ÇALIŞTIĞI TARİHTEN TAM 3 YIL ÖNCE ADNAN

               OKTAR DİĞER TEVRAT’A ZATEN SAHİP DURUMDADIR. BU DA ADNAN OKTAR’DAKİ TEVRAT’IN
               MURAT ÜNAL’INKİYLE ALAKASI OLMADIĞINI ORTAYA KOYMAKTADIR.
                  DOSYANIN HUSUMETLİ MÜŞTEKİLERİ MAKTULÜN AİLESİYLE İRTİBATA GEÇEREK, BU Kİ-
               ŞİLERİ KASITLI OLARAK SAYIN ADNAN OKTAR ALEYHİNDE YANLIŞ YÖNLENDİRMİŞLERDİR.



                  Sayın Adnan Oktar’ın bu çirkin iftiraya maruz kalmasının altında yatan önemli bir husus daha
               bulunmaktadır. Bazı husumetli müştekiler tarafından yönetildiğini düşündüğümüz sahte bir twit-
               ter hesabı üzerinden (hesabın adı soruşturma dosyasında mübrezdir) yapılan konuşmalardan mak-
               tülün ailesinin kasıtlı olarak Sayın Oktar aleyhinde yönlendirildiği anlaşılmaktadır.

                  Husumetli müştekiler kendilerince uydurma bir senaryo hazırlayarak maktülün ailesine yanaş-
               mışlar ve güya kendilerinin de benzer bir konudan dolayı Sayın Oktar’ın hedefinde olduklarını, zar

               zor kaçarak canlarını kurtardıklarına dair hayali iddialarla acılı aileyi kandırmışlardır. Müştekiler
               bu sayede maktulün ailesin güvenini kötüye kullanmışlardır. Soruşturma dosyasında yer alan bu
               yazışmalarda, müştekilerin tamamen yalan üzerine kurulu bir senaryo ile maktulün acılı ailesini
               kandırdıkları ve böylece Sayın Adnan Oktar aleyhinde yürütülen karalama kampanyasına bir mal-
               zeme üretmeye çalıştıkları görülmektedir..

                  Özetle, Sayın Adnan Oktar’ın Peygamber Efendimiz(sav)’in hadislerinde yer alan bir rivayeti
               canlı yayın sohbetlerinde aktarmasından yola çıkarak hiçbir alakasının olmadığı bir adli vakayla
               ilişkilendirmeye çalışmak akılla, vicdanla, gerçeklerle bağdaşmayan bir davranıştır. Böyle saçma

               bir iftiranın, bir kısım medyanın manşetlerine taşınmış olması ise yürütülen kara propaganda
               faaliyetinin boyutlarının anlaşılması bakımından önemli bir örnek teşkil etmektedir.



               10.6.  1999 yılında yapılmış bir kan kampanyasını suç gibi gösterme ve Sayın
                      Adnan Oktar ile ilişkilendirme çabası gerçeklere ve yargı kararlarına
                      aykırıdır


                  Operasyondan sonra basında ve sosyal medyada yer alan gerçek dışı iddialardan birisi de “Ok-
               tar Babuna’nın kan kampanyası” başlığıyla verilen 19 yıl öncesine ait bir konudur. Halbuki bu konu
               daha önce de yargıya taşınmış ve TBAV camiası mensupları bu yargılamadan kesin olarak aklana-
               rak çıkmıştır. Bu konunun tekrar gündeme getirilmesinin tek sebebi, kamuoyunda infial oluştur-
               mak için her türlü yalana başvurmak ve insanları “bu kadar çok suç isnadı varsa en azından bir
               kısmı doğrudur” düşüncesine sevk ederek algı operasyonunu başarılı kılmaya çalışmaktır.

                  Konunun detayları ise şu şekildedir:





                                                          262
   257   258   259   260   261   262   263   264   265   266   267