Page 37 - Sayın Adnan Oktar ve Arkadaşlarımıza İsnat Edilen Suçlamalar ve Cevapları
P. 37

kimsenin hukuk güvenliği kalmaz. Bu, her an herkese karşı kullanılabilecek hukuk dışı ve adi bir
               yöntem haline gelebilir.

                  Oysaki hukuk herkes için gereklidir. Bugün böyle bir yargısız infazı bizzat düzenleyen ve iştirak
               edenlere olduğu kadar menfaatleri gerektirdiği ya da çekindikleri için bu haksızlığa göz yuman-
               lara da hukuk bir gün lazım olabilir. Onlara da bazı karanlık odaklar tarafından benzeri iftiralarla
               saldırılabilir. Dolayısıyla bu tür hukuksuz yargısız infaz girişimleri haksız yere mağdur edilen ma-
               sum insanlar kadar ülkemiz ve toplumumuz için de son derece tehlikelidir.


                  Demokrasinin ve adaletin en önemli ilkelerinden biri “kendisinin olduğu kadar” “başkalarının
               da haklarına sahip çıkmak”tır. Çünkü bir gün o başkası, kişinin kendisi de olabilir. Şu an elinde bu
               hukuksuzluğa dürüstçe tavır koyma, bunu önleyip telafi etme imkanı olanların, harekete geçmek
               için adaletsizliğin kendilerinin başlarına gelmesini beklemeleri halinde, vakit çok geç olabilir.“Ba-
               na dokunmayan yılan bin yaşasın” zihniyeti güzel Türkiyemize telafisi imkansız zararlar verebilir.



               1.11.  Adnan Oktar ve arkadaşlarına yönelik sözde “silahlı suç örgütü” iddiası
                      hukuka  ve  gerçeklere  aykırıdır,  TCK  m.220/3’de  tanımlanan  “silahlı
                      örgüt” suçunun hukuki unsurları dosyamızda oluşmamıştır



                  TCK m.220’de, suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunun genel suç tipi tanımlanmış ve mad-
               denin 3. fıkrasında ise, suç örgütünün silahlı olması “nitelikli hal” sayılmıştır. Bir gurup insanın
               “silahlı örgüt” sayılabilmesi için bu kişilerin suç faaliyetlerinde silah kullanmış olmaları şarttır. O
               nedenle; örgütün silahlı olup olmadığı, bulundurulan veya kullanılan silahların cinsine, özellikle-
               rine ve miktarına, örgütün faaliyetleri kapsamında kullanılıp kullanılmamasına, elde edilen silah-
               larla suç örgütünün amaçladığı, teşebbüs ettiği veya işlediği suçlar arasında illiyet bağı kurulup
               kurulamadığına göre belirlenecektir.

                  Bu nedenle, “suç örgütü” oluşturmakla suçlanan kişilerin RUHSATLI OLARAK BULUNDURDUK-
               LARI VEYA TAŞIDIKLARI, FAKAT  (İDDİA EDİLEN) FAALİYET SUÇLARINDA KULLANILMAYAN Sİ-
               LAHLARDAN dolayı örgütün “silahlı örgüt” sayılması mümkün değildir.


                  BU DURUMDA POLİS OPERASYONU KAPSAMINDA ELE GEÇİRİLEN HEPSİ RUHSATLI 70 TA-
               BANCA  VE  27  YİVSİZ  AV  TÜFEĞİNİN  SAYIN  ADNAN  OKTAR  VE  ARKADAŞLARIMIZA  İSNAT
               EDİLEN TCK m.220/3 KAPSAMINDAKİ SİLAHLI SUÇ ÖRGÜTÜ SUÇUNU OLUŞTURMAYACAĞI ÇOK
               AÇIKTIR. Şöyle ki;

                   ⇒  Polis operasyonunda ele geçirilen silahların tamamının sicili tertemizdir. BU SİLAHLARIN
                      HİÇ BİRİ HİÇ BİR EYLEMDE KULLANILMAMIŞ OLUP EN UFAK BİR ADİ SUÇA DAHİ KARIŞ-
                      MAMIŞTIR.

                   ⇒  Onca iftiraya tevessül eden husumetli kişiler bile bu ruhsatlı silahlarla suç işlendiğine
                      dair en küçük bir iddiada bulunmamışlardır.



                   ⇒  Yasalara göre; silahlı bir suç örgütünün varlığından bahsedebilmek için silahların amaç
                      suçu veya faaliyet suçlarını işlemeye elverişli sayıda ve kabiliyette olması gerekmektedir.

                                                           37
   32   33   34   35   36   37   38   39   40   41   42