Page 38 - Allah İçin Yaşamak
P. 38
Allah İçin Yaşamak
Oysa mümin, Allah'ın varlığının ve gücünün farkındadır.
Allah'ın onu niçin yarattığını ve ondan neler istediğini bilir. Bu ne-
denle de dünyadaki asıl amacı Allah'ın razı olduğu bir kul olmak
için çalışmaktır. Kendisini amacına ulaştıracak her yolu dener,
bunun için ciddi bir çaba gösterir. Bu sayede -diğer insanlar için
kesin bir yıkımdan başka bir şey olamayan- ölümün de gerçek ma-
nasını bilir: Ölüm asla bir yokoluş değil, asıl hayata geçiş aşamasıdır.
Mümin olmayanların bir kısmı, büyük bir akılsızlık örneği olarak
hayatlarının tesadüfen ve "kendi kendine" oluştuğunu sandıkları
gibi, hayatlarını bitiren ölümün de "kendi kendine" oluşan bir "kaza"
olduğunu düşünürler. Oysa hayatı yaratan da ölümü yaratan da
Allah'tır. Asla bir tesadüf ya da kaza olmayan ölüm, Allah'ın özel
olarak yarattığı, zamanı ve yeri belirlenmiş bir olaydır.
İşte mümin de, Allah'ın herşeye hakim olduğunu bilen ve ölü-
mün bir son değil, asıl hayata (ahiret) geçiş aşaması olduğunu kav-
rayan insandır. Bu gerçeklerin farkındayken de, elbette diğerleri gibi
hayatını "yıkılacak bir yarın kenarına" kurmaz. Kendisini ve tüm
evreni Yaratan'ın Yüce Rabbimiz olduğunu, hayatın, ölümün ve
ölüm-sonrası gerçek hayatın asıl sahibinin Allah olduğunu bildiği
için, Allah'a yönelir. Paranın, makam ve mevkinin, fiziki güzelliğin
Allah'ın yarattığı ve her an yaratmaya devam ettiği bu düzen içinde
asıl kurtuluş yolu olmadığını görür. Bunlar ancak, Allah'ın koyduğu
kurallar sayesinde kısa bir süre işleyecek olan "sebep"lerdir. Allah'ın
yaratmış olduğu düzenin temeli ise Allah'ın rızasıdır. Çünkü Allah
sadece rızasına uyanları doğru yola iletecektir:
Allah, rızasına uyanları bununla kurtuluş yollarına ulaştırır ve
onları Kendi izniyle karanlıklardan nura çıkarır. Onları dosdoğru
yola yöneltip-iletir. (Maide Suresi, 16)
36