Page 513 - Karanlık Tehlike Bağnazlık
P. 513

Adnan Oktar
                                        (Harun Yahya)




             kalite farkı olduğunu göreceksiniz. Üstelik, TV ekranı size iki boyutlu
             bir görüntü gösterir, oysa siz üç boyutlu, derinlikli bir perspektifi izlemek-
             tesiniz.
                Uzun yıllardır on binlerce mühendis üç boyutlu TV yapmaya, gözün
             görme kalitesine ulaşmaya çalışmaktadırlar. Evet, üç boyutlu bir televizyon
             sistemi yapabildiler ama onu da gözlük takmadan üç boyutlu görmek
             mümkün değil, kaldı ki bu suni bir üç boyuttur. Arka taraf bulanık, ön taraf
             ise kağıttan dekor gibi durur. Hiçbir zaman gözün gördüğü kadar net ve
             kaliteli bir görüntü oluşmaz. Kamerada da, televizyonda da mutlaka
             görüntü kaybı meydana gelir.
                İşte evrimciler, bu kaliteli ve net görüntüyü oluşturan mekanizmanın
             tesadüfen oluştuğunu iddia etmektedirler. Şimdi biri size, "odanızda duran
             televizyon tesadüfler sonucunda oluştu, atomlar biraraya geldi ve bu görün-
             tü oluşturan aleti meydana getirdi" dese ne düşünürsünüz? Binlerce kişinin
             biraraya gelip yapamadığını şuursuz atomlar nasıl yapsın?
                Gözün gördüğünden daha ilkel bir görüntüyü oluşturan alet tesadüfen
             oluşamıyorsa, gözün ve gözün gördüğü görüntünün de tesadüfen oluşama-
             yacağı çok açıktır. Aynı durum kulak için de geçerlidir. Dış kulak, çevrede-
             ki sesleri kulak kepçesi vasıtasıyla toplayıp orta kulağa iletir; orta kulak
             aldığı ses titreşimlerini güçlendirerek iç kulağa aktarır; iç kulak da bu titre-
             şimleri elektrik sinyallerine dönüştürerek beyne gönderir. Aynen görmede
             olduğu gibi duyma işlemi de beyindeki duyma merkezinde gerçekleşir.
                Gözdeki durum kulak için de geçerlidir, yani beyin, ışık gibi sese de
             kapalıdır, ses geçirmez. Dolayısıyla dışarısı ne kadar gürültülü de olsa bey-
             nin içi tamamen sessizdir. Buna rağmen en net sesler beyinde algılanır. Ses
             geçirmeyen beyninizde bir orkestranın senfonilerini dinlersiniz, kalabalık
             bir ortamın tüm gürültüsünü duyarsınız. Ama o anda hassas bir cihazla
             beyninizin içindeki ses düzeyi ölçülse, burada keskin bir sessizliğin hakim
             olduğu görülecektir. Net bir görüntü elde edebilmek ümidiyle teknoloji
             nasıl kullanılıyorsa, ses için de aynı çabalar onlarca yıldır sürdürülmekte-
             dir. Ses kayıt cihazları, müzik setleri, birçok elektronik alet, sesi algılayan
             müzik sistemleri bu çalışmalardan bazılarıdır. Ancak tüm teknolojiye, bu
             teknolojiyi üretmek için çalışan binlerce mühendise ve uzmana rağmen
             kulağın oluşturduğu netlik ve kalitede bir sese ulaşılamamıştır.



                                              511
   508   509   510   511   512   513   514   515   516   517   518