Page 517 - Karanlık Tehlike Bağnazlık
P. 517

Adnan Oktar
                                        (Harun Yahya)




               Şüphesiz, inkar edenleri uyarsan da, uyarmasan da, onlar için fark etmez;
               inanmazlar. Allah, onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir; göz-
               lerinin üzerinde perdeler vardır... (Bakara Suresi, 6-7)

               … Kalpleri vardır bununla kavrayıp-anlamazlar, gözleri vardır bununla
               görmezler, kulakları vardır bununla işitmezler... (Araf Suresi, 179)
               Allah, Hicr Suresi'nde ise, bu insanların mucizeler görseler bile inanma-
            yacak kadar büyülendiklerini şöyle bildirmektedir:
               Onların üzerlerine gökyüzünden bir kapı açsak, oradan yukarı yükselse-
               ler de, mutlaka: "Gözlerimiz döndürüldü, belki biz büyülenmiş bir toplu-
               luğuz" diyeceklerdir. (Hicr Suresi, 14-15)
               Bu kadar geniş bir kitlenin üzerinde bu büyünün etkili olması, insanların
            gerçeklerden bu kadar uzak tutulmaları ve 150 yıldır bu büyünün bozulma-
            ması ise, kelimelerle anlatılamayacak kadar hayret verici bir durumdur.
            Çünkü, bir veya birkaç insanın imkansız senaryolara, saçmalık ve mantıksız-
            lıklarla dolu iddialara inanmaları anlaşılabilir. Ancak dünyanın dört bir
            yanındaki insanların, şuursuz ve cansız atomların ani bir kararla bir araya
            gelip; olağanüstü bir organizasyon, disiplin, akıl ve şuur gösterip kusursuz
            bir sistemle işleyen evreni, canlılık için uygun olan her türlü özelliğe sahip
            olan Dünya gezegenini ve sayısız kompleks sistemle donatılmış canlıları
            meydana getirdiğine inanmasının, "büyü"den başka bir açıklaması yoktur.
               Nitekim, Allah Kuran'da, inkarcı felsefenin savunucusu olan bazı kimsele-
            rin, yaptıkları büyülerle insanları etkilediklerini, Hz. Musa (as) ve Firavun ara-
            sında geçen bir olayla bizlere bildirmektedir. Hz. Musa (as), Firavun'a hak dini
            anlattığında, Firavun Hz. Musa (as)'dan, kendi "bilgin büyücüleri" ile karşı kar-
            şıya gelmesini ister. Hz. Musa (as) bu karşılaşma için insanların toplandığı bir
            bayram gününü ve kuşluk vaktini seçer. Hz. Musa (as) büyücülerle karşılaştı-
            ğında, büyücülere önce onların marifetlerini sergilemelerini emreder. Bu ola-
            yın anlatıldığı ayet şöyledir:
               (Musa:) "Siz atın" dedi. (Asalarını) atınca, insanların gözlerini büyüledi-
               ler, onları dehşete düşürdüler ve (ortaya) büyük bir sihir getirmiş oldular.
               (Araf Suresi, 116)
               Görüldüğü gibi Firavun'un büyücüleri yaptıkları "aldatmacalar"la -Hz.
            Musa (as) ve ona inananlar dışında- insanların hepsini büyüleyebilmişlerdir.
            Ancak, onların attıklarına karşılık Hz. Musa (as)'ın ortaya koyduğu delil,
            onların bu büyüsünü, ayette bildirildiği gibi  "uydurduklarını yutmuş" yani
            etkisiz kılmıştır:


                                              515
   512   513   514   515   516   517   518